Memory (Hatır), yanlış kodlarla sakladığımız hatıralar üzerine bir film

Memory (Hatır), yanlış kodlarla sakladığımız hatıralar üzerine bir film. Hatırladığımızı düşündüğümüz bazı anıları gerçekten yaşadık mı, yoksa bize mi öyle geliyor? Yaşamak istediklerimizi mi hatırlıyoruz? 

Bir demans hastası erkek ile onun yaşlarında orta yaşlı bir kadın, lise mezuniyet buluşmasında karşılaşıyorlar. Adam, kadını hatırladığını söylüyor, peşinden evine kadar gidiyor. Kadın önce hatırlamadığını söylese de sonra hatırlıyorum diyor. Birlikte yaşadıkları bir olayı anlatıyor. Bu sefer adam kadının anısını hatırlamıyor. Arkadaşları, yıllıklar üzerinden araştırdıklarında ikisinin aynı lisede okusalar da birbirini tanımalarının pek olası olmadığını buluyorlar. Yaşamadıklarımızı nasıl hafızamızda saklıyoruz? İki karakterin bu muğlak hafızasını yönetmen hiçbir abartıya ve klişeye kaçmadan yumuşacık bir dille anlatıyor. Filmin temposu, atmosferi, finali, yan karakterlerdeki simetri de bu arada kalmışlıkla çelişmiyor.

Film başlamadan Meksikalı yönetmen Michel Franko’nun kısa konuşması da çok hoştu, yakında MUBI’de gösterime gireceğini müjdeledi. Tekrar seyredilmeyi fazlasıyla hak ediyor.

Neden ruhunu şeytana sattın Lanthimos?

Poor Things’i seyrederken bir kez daha Lanthimos’un hikayeyi görüntülerle anlatma konusunda yaşayan en büyük yönetmenlerden biri olduğunu düşündüm. Ama bir taraftan da filmi ucuz, ticari bir matematik formülle çektiği için öfkelenerek seyrettim. Almodavar da Ozon da benzer tuzaklara düşmüşlerdi ama Lanthimos’tan bugüne kadar yaptığı filmlere baktığımda bunu beklemiyordum. Hocası Angelopulos böyle bir basitliği hiçbir zaman yapmamıştı. Bu anlamda Nuri Bilge Ceylan’ı ve İranlı yönetmenleri bir kez daha takdir ettim.

İskoç yazar Alastair Gray’in aynı adlı romanından çekilen filmin gerçeküstü bir konusu var. İlk sahneden itibaren seyirciyi hemen içine alıyor. Kurgudaki sıkıntı, bizim filmin başında yönetmenle yaptığımız evet senin bu olmayacak hikayeni kabul ediyoruz ama sen de buna bağlı kal dediğimiz sözleşmeyi bozan başka olağandışılıkların girmesi. Günümüzde Mind Bending olarak tanımlanan bu yapımlarda birden fazla ana kurguyla çakışan olağandışılıklar yapıyı mahvediyor. Bu konuda Netflix’te çok başarılı mind bending uygulaması olan dört sezon, 62 bölümlük Manifest diye bir dizi seyrettim. Olmayacak bir olayla başlıyor. Tüm bölümlerde de doğaüstü gelişmeler oluyor, ancak bunların hiçbiri birbiriyle çelişmiyor ve mükemmel bir finalle sona eriyor.

Filmin kurgusu, çok seyredilmesi, hatta Oscar alması için formüle edildiği için romanda bu yanlışların olmayacağını düşünüyorum.

Bir eleştirim de Lanthimos’un sürekli klişeye kaçan mesaj verme kaygısı. O görüntüleri, diyalogların çoğunu atarak çekseydi film çok daha etkili olurdu. Eseri, de seyredeni de yukarı çekerdi. Ama bu ucuz diyaloglar olmasa bu kadar maliyetli sahneler de çekilemeyecekti. Bu noktada Lanthimos’un ruhunu şeytana satma kararına hak verebiliyorum.

Emma Stone’un performansı mükemmeldi. Cinselliğin yoğun olduğu sahneler kurguyla uyumluydu. Filmin üzerinde tartışılacak birçok noktası varken buradan bir bakışla değerlendirilmesini de yadırgıyorum. Emma Stone, filmden sonra uzun bir süre erkeklerden tiksinti duyar mı, onu bilemem. 😊 Lanthimos’a cinsellikle ilgili sahneleri sorduklarında güzel bir açıklama yapmış, internette bulabilirsiniz. 

Lanthimos’un bu yıl Cannes’da gösterilecek filmi yine bir edebiyat uyarlaması, Othessa Moshfegh’in romanı Dinlenme ve Rahatlama Yılım. Alıp henüz okumadığım kitaplardan. 😊 Başrolde yine Emma Stone. Merakla bekliyorum. 🤗

The Zone of interest – Anlatılacak hikayeler bitmiyor

Konusunu kısaca okuduğumda yine mi 2.Dünya Savaşı yine mi soykırım hikayesi, artık bu konuda söylenmedik bir şey kaldı mı diye düşünerek, ayaklarımın geri geri itmesine rağmen filme gittim. Film yaklaşık iki dakikalık, Jonathan Glazer’in baştan seyirciyle arasına bir mesafe koyduğu, şimdi seyredeceklerini hazmetmen kolay olmayabilir, hazır mısın diye uyardığı karanlık bir sahneyle başladı. Sonrası ise bir cennet atmosferi. Yönetmenin tüm film boyunca seyirciyi uzak tutan soğuk mesafeli temposunu çok sevdim. Sanırım bu hikaye başka türlü anlatılamazdı. Anlatılsa da bu kadar etkili olmazdı.

Filmin sonunda bir kez daha anladım ki, her konuda daha söylenecek, yazılacak çok şey var, önemli olan bunları farklı bir söylemle hikaye edebilme becerisi. Bir Düşüşün Anatomisi’nde baş rolüyle Oscar’a aday Sandra Hüller’in bu filmdeki performansı da mükemmel. Kontrast anlatının etkiyi ne denli yükselttiği konusunda benim için ders niteliğinde bir filmdi. Film, İngiliz edebiyatının kötü çocuğu Martis Amis’in 2014’de yayınladığı aynı adlı romanın üçte biri üzerinden çekilmiş. Kitabı okumadım ama seyrederken o edebi tadı aldım. Martin Amis sigara tiryakiliğiyle de tanınan bir yazar, geçen yıl filmin Cannes’da Juri Büyük Ödülü almasından üç gün önce soluk borusu kanserinden hayatını kaybetmiş. Film kadar, yazarın sonu da çok dokundu bana.

Neden projelerimizi doğru planlayamıyoruz? Sadece soru cümleleriyle yazılmış bir yazı

Neden projelerimizi doğru planlayamıyoruz?

Bugüne kadar sadece sorulardan oluşan bir yazı okudunuz mu?

Bir makaleyi cevaplarınız üzerinden kafanızın içinde yapılandırıp yeniden yazmayı denemek ister misiniz? 

Acaba bu şekilde tek bir metin sonsuz sayıda metne dönüşebilir mi?

Yukarıdaki sorulara yönelik cevaplarınızı verdiyseniz ve farklı bir deneyim yaşamak istiyorsanız, başlayalım mı?

Neden projelerimizi doğru planlayamıyoruz?

  • Proje öncesinde planlama çalışmaları için yeterli zamanın ayrıldığını düşünüyor musunuz?
  • Üst yönetim planlamaya gerçekten inanıyor mu, yoksa sadece kağıt üzerinde kalan bir planlama mı yapıyorsunuz?
  • Yöneticileriniz planlama raporlarını doğru okuyup, doğru yorumlayabiliyor mu? Yoksa çıktılar odanın bir kenarında unutulup iş kalfalarla mı yürütülüyor?
  • Ekibiniz planlamayı sahaya çıkmadan sadece masa başında oturarak mı yapıyor?
  • İş programlarınız gerçekleşmeyecek iş bitim tarihleriyle işi takip etmek için değil de ekibinizi sıkıştırmak amacıyla mı hazırlanıyor?
  • Gerçekçi olmayan bir bitiş tarihine ikna olmuş ekibe yönetiminiz hala güvenebiliyor mu?
  • Yönetim olası başarısızlıklara karşı daha işin başında günah keçilerini belirleme telaşında mı?
  • Kaynak (insan, para, makina, malzeme) yönetimini nasıl planlıyorsunuz?
  • İşin başında yaptığınız risk öngörülerinizin gerçekçi olduğunu düşünüyor musunuz? Bu riskleri işin sonuna kadar takip ediyor musunuz?
  • İşin başında sağlıklı bir metraj çalışması yapıyor musunuz?
  • Paydaş yönetimine yönelik özel bir çalışma yapıyor musunuz?
  • Planlama çalışmalarında sizi en çok yoran paydaş kim? Firma sahibi, üst yönetim, saha çalışanları, kamu kurumları, müşteri, teknik ofis, tedarikçiler, yoksa hepsi mi? Bu planlamanın işleyişinin önünde görünmez duvarlar ören paydaşlara yönelik bir çalışma yapıyor musunuz?
  • Firmanızda planlama kültürünün yerleşmesine yönelik neler yapıyorsunuz?
  • Firmanızdaki dijital dönüşüm çalışmalarının tatmin edici olduğu düşünüyor musunuz?
  • Kurduğunuz sistemler birbiriyle konuşuyor mu?
  • İşi planlarken bir taraftan da bir iletişim yönetim planı oluşturuyor musunuz?
  • Teknik ofis çalışanlarınızın ortalama planlama tecrübeleri ne kadar?
  • Planlamaya yönelik bir yazılım kullanıyor musunuz? Bu programı tüm çalışanlarınız içselleştirdi mi?
  • Planlamada gereğinden fazla ayrıntıya girip hantallaşmış bir programla mı işinizi takip ediyorsunuz?
  • Günlük bilgi girişleri sahadan gelen dirence rağmen sağlıklı olarak yapılıyor mu?
  • İş sonuna yönelik projeksiyonlarınız gerçekçi mi?
  • Projenin zaman ve maliyet sapmaları aktivite bazında kontrol ediliyor mu? 
  • Sapmaların nedenleri analiz edilip sorunların kök sebepleri tespit ediliyor mu? Sonrasında gerekli revizyonlar sıcağı sıcağına yapılıyor mu?
  • İş programı hazırlanırken belirsizlikler nedeniyle yapılan tüm kabuller bir yerlere not edilip, kayıt altına alınıyor mu?
  • İş programına bilgi akışını sağlayacak yazılı bir sistematiğiniz var mı?
  • Milestone’ları doğru bir şekilde saptayıp, ağırlıkla kritik yol üzerine yerleştirebiliyor musunuz?
  • İş programınızın tüm ilgili departmanların katılımıyla oluşmasını sağlayabiliyor musunuz? 
  • Kaynakları verimli kullanmak için zaman zaman kritik yol analizi yapıyor musunuz?
  • Projelerinizin kapsamı çok sık değişiyor mu? Bu değişiklikleri nakit akışına doğru bir şekilde aktarabiliyor musunuz?
  • Projenin süresini kısaltırken hedefleriniz gerçekçi mi?
  • İş sonunda o proje özelinde “İş Bitim Raporu” hazırlıyor musunuz? Öğrenilen derslerin dökümünü alıyor musunuz?

Ne dersiniz firmanızda planlama yeterli düzeyde yapılıyor mu?

Sevgili okur, yazıya duygu, düşünce ve deneyimlerinle benim yerime sen son halini verdiğin için sana teşekkür edebilir miyim?

İnşaat şirketlerinin ihtiyaç duyduğu danışmanlık hizmetleri

Bir inşaat şirketi kurup, yönetmek, büyük ve kompleks bir yapı inşa etmeye benzer. Yapının mimarisi, statiği, elektromekaniği, peyzajı nasıl ayrı ayrı projelendiriliyorsa, şirketin her bir bölümü de özenle planlanıp yönetilmelidir. Ancak, çoğu zaman kurucuların ve çalışanların deneyimleri, bilgileri, bütün bu karmaşık yapının gereksinimlerini karşılamaya yetmez. İşte bu noktada, tıpkı inşaatın yapımında farklı uzmanlıklara sahip mimar ve mühendislerin projede yer alması gibi, bir inşaat şirketi de çeşitli alanlarda uzman danışmanların bilgi ve tecrübelerinden faydalanmalıdır. Bu profesyoneller, şirketin güçlü temeller üzerine otutulmasına ve her bir detayının sağlam bir şekilde inşa edilmesine yardımcı olur. Gelin şimdi, bu yapımızı nasıl daha sağlıklı ve işlevsel hale getirebileceğimizi, nedenleri ve sağlayacağı faydalarıyla inceleyelim.

  • Finansal Danışmanlık:
  • Neden? Finansal planlama, bütçe yönetimi, yatırım analizi ve maliyet kontrolü gibi konularda uzman görüşü, şirketin finansal sağlığını korumak ve karlılığını artırmak için kritik önem taşır.
  • Faydaları: Risk yönetimi, vergi planlaması, kar marjlarının optimizasyonu.
  • Hukuki Danışmanlık:
  • Neden? İnşaat sektörü, karmaşık yasal düzenlemeler ve sözleşme yönetimi gerektirir. Hukuki danışmanlık, şirketi yasal risklere karşı korur ve yasal uyumluluk sağlar.
  • Faydaları: Sözleşme hazırlama ve yönetimi, yasal uyum, dava yönetimi.
  • Teknik Danışmanlık:
  • Neden? İnşaat teknolojileri, malzeme bilimi ve mühendislik konularında güncel bilgilere sahip olmak, projelerin daha verimli ve yenilikçi şekilde yürütülmesini sağlar.
  • Faydaları: Proje verimliliği, yenilikçi çözümler, kalite standartlarının yükseltilmesi.
  • Proje Yönetimi Danışmanlığı:
  • Neden? Etkili proje yönetimi, projelerin zamanında ve bütçe dahilinde tamamlanmasını sağlar. Danışmanlık, karmaşık projelerin yönetiminde yardımcı olur.
  • Faydaları: Zaman ve kaynak yönetimi, maliyet azaltma, proje teslimatının iyileştirilmesi.
  • Pazarlama ve Satış Danışmanlığı:
  • Neden? Pazarlama stratejileri ve müşteri ilişkileri yönetimi, şirketin pazarda rekabet edebilmesi için önemlidir. Etkili bir pazarlama danışmanlığı, şirketin görünürlüğünü ve satışlarını artırır.
  • Faydaları: Marka bilinirliği, müşteri tabanının genişletilmesi, satış stratejilerinin geliştirilmesi.
  • İnsan Kaynakları Danışmanlığı:
  • Neden? Nitelikli personel seçimi, eğitimi ve motivasyonu, şirketin başarısında belirleyici bir rol oynar. İK danışmanlığı, bu süreçlerin profesyonelce yönetilmesine yardımcı olur.
  • Faydaları: İşe alım süreçlerinin iyileştirilmesi, çalışan motivasyonu ve verimliliği, eğitim ve gelişim programları.
  • Çevre ve Sürdürülebilirlik Danışmanlığı:
  • Neden? Çevre dostu inşaat pratikleri ve sürdürülebilir gelişme, giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Bu konuda danışmanlık almak, şirketin gerçekleştirdiği projelerin çevresel etkisini azaltır ve itibarını artırır.
  • Faydaları: Çevresel uyum, sürdürülebilir inşaat yöntemleri, yeşil bina sertifikaları.
  • Risk Yönetimi Danışmanlığı:
  • Neden? İnşaat projeleri yüksek risk içerir. Risk yönetimi danışmanlığı, bu riskleri azaltmaya ve olası zararları en aza indirmeye yardımcı olur.
  • Faydaları: Risk analizi, sigorta ve koruma stratejileri, acil durum planlaması.
  • Teknoloji ve İnovasyon Danışmanlığı:
  1. Neden? Yenilikçi teknolojiler ve yöntemler, inşaat süreçlerini optimize eder ve şirketi sektörde öne çıkarır.
  2. Faydaları: İş süreçlerinin otomasyonu, verimlilik artışı, rekabet avantajı.

Danışmanlık hizmetleri almak, bir inşaat şirketinin karmaşık ve rekabetçi bir sektörde başarılı olmasını sağlamanın yanı sıra, uzun vadede sürdürülebilir büyüme ve gelişimine de katkıda bulunur.

Hocam Prof. Dr. Emin Karahan’ın ardından

Değerli hocam Prof Dr Emin Karahan’ın vefatını dün internetten öğrendim. Hayatımın iki farklı kırılma anında üzerimdeki emeği büyüktür. 

1985’de 5.yarılda Hidrolik dersini verememiştim. O günkü YÖK yasalarına göre ertesi sene de geçemezsem direkt okuldan atılıyordum. Ve Hidrolik’in mantığını bir türlü anlayamıyor, dersi de hiç ama hiç sevmiyordum. Gelecek yıl dersimize Emin Hoca geldi. İnci gibi yazısı, tahtayı kullanma becerisi, dersi kafamın içine doğrudan yerleştiren anlatımıyla o sevemediğim Hidrolik benim için bambaşka bir hale geldi. Hatta bir dönem su kürsüsünde yüksek lisans yapmayı bile düşündüm.

İkinci karşılaşmamız 2013’de Beykent Üniversitesi’ndeydi. Beni yüksek lisans öğrencilerine Yapım Yönetim dersi vermem için davet etmişti. Sevgili dostum Murat Kuruoğlu ile bu dersi beş sene birlikte verdik. Ders akşam 19.00’da başlıyor, saat onbiri geçerken hademelerin hocam binayı kapatıyoruz demesiyle sonlanıyordu. Bazen eski öğrencilerimle karşılaştığımda bitmeyen o gece deslerimizi konuşuyoruz.

Emin Hoca’dan başka biri sanırım benim bu zamanı, kuralları takmayan aykırı ders işleme tekniğimi hoş görmezdi.

Geride bıraktığınız ışıl ışıl öğrencilerinizle hep yaşayacaksınız Emin Karahan hocam. Mekanınız cennet olsun. 🙏

İnşaat projelerinde Primavera neden önemli?

İş programı hazırlamadan bir inşaat projesi nasıl takip edilir hiç düşünemiyorum. Ama ne yazık ki kırk yıla yaklaşan meslek hayatımda hayal edemediğim bu durumun gerçekleştiği çok durumla karşılaştım. 

Bir de kaynak atanmamış, aktiviteleri arasındaki ilişkiler doğru kurulmamış, milestonelar kullanılmadan hazırlanan iş programları var. Onlarla işi kontrol etmek ters elle kulak göstermeye çalışmak gibi hem kulağı, hem boynu zorluyor. Sağlıklı bir inşaat proje yönetimi için bir iş programı yazılımının özümsenerek kullanılması olmazsa olmazların en öncülü. Primavera bu konuda kapsam ve raporlama imkanları açısından dünyadaki en önemli yazılımlardan biri. Zaten bu programın çalışma mantığını bir kez öğrendiğinizde tüm benzeri yazılımları rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Gelin Primavera’nın inşaat projelerinde neden böylesine önemli olduğunu sağladığı faydalarla birlikte adım adım incleyelim.

  1. Detaylı Proje Planlaması: Primavera, projenin başlangıcından bitişine kadar tüm aşamaları detaylı bir şekilde planlamaya olanak tanır. Bu, inşaat projelerinin karmaşık doğası göz önüne alındığında hayati öneme sahiptir.
  2. Kaynak Yönetimi: İnşaat projelerinde işgücü, malzeme, ekipman ve finansal kaynakların etkin yönetimi gereklidir. Primavera, bu kaynakların takibini ve optimizasyonunu sağlayarak maliyet ve zaman tasarrufu sunar.
  3. Risk Yönetimi: Projelerdeki potansiyel riskleri önceden belirleyerek, bu riskleri minimize etme veya yönetme stratejileri geliştirmek için kullanılır. Bu, beklenmedik gecikmelerin ve maliyet artışlarının önüne geçilmesine yardımcı olur.
  4. Zaman Çizelgesi Yönetimi: Primavera, projenin zaman çizelgesini oluşturmak ve takip etmek için kapsamlı araçlar sunar. Bu, projenin zamanında tamamlanmasını sağlamak için kritik öneme sahiptir.
  5. Entegre Proje İzleme: Projelerin çeşitli yönlerini (maliyet, zamanlama, kaynak kullanımı vb.) tek bir platform üzerinden izlemek mümkündür. Bu, proje yöneticilerine genel bir bakış sağlar ve daha bilinçli kararlar alınmasına olanak tanır.
  6. Esneklik ve Ölçeklenebilirlik: Primavera, küçük ölçekli projelerden büyük, çoklu projelere kadar geniş bir yelpazede esneklik ve ölçeklenebilirlik sunar.
  7. Raporlama ve Analiz: Proje performansını analiz etmek ve ilerlemeyi raporlamak için kapsamlı araçlar içerir. Bu, paydaşlara düzenli güncellemeler sağlamak ve proje durumunu değerlendirmek için önemlidir.
  8. İşbirliği ve İletişim: Ekip üyeleri arasında etkili iletişim ve işbirliğini teşvik eder. Bu, projenin tüm paydaşları arasında bilgi akışını sağlar ve hataları azaltır.
  9. Uyum ve Standartlar: Primavera, sektör standartlarına ve en iyi uygulamalara uyum sağlar, bu da projelerin düzenlemelere ve kalite standartlarına uygun şekilde yürütülmesini sağlar.
  10. Geleceğe Yönelik Planlama: Geçmiş projelerin verilerini analiz ederek, gelecekteki projeler için daha etkili planlama ve tahminler yapılmasına olanak tanır.
  11. Değişiklik Yönetimi: İnşaat projelerinde sıkça karşılaşılan değişiklik taleplerini yönetmek için Primavera, esnek bir yapı sunar. Bu, projenin değişen gereksinimlerine hızlı ve etkili bir şekilde uyum sağlamayı mümkün kılar.
  12. Çoklu Proje Yönetimi: Birden fazla projeyi aynı anda yönetmek, inşaat sektöründe yaygın bir durumdur. Primavera, çoklu projeler arasında kaynakların, zamanlamaların ve önceliklerin koordine edilmesini kolaylaştırır.
  13. Sürdürülebilirlik ve Çevresel Uyum: Çevresel düzenlemelere ve sürdürülebilir inşaat uygulamalarına uyum sağlamak için gerekli planlamayı ve takibi yapar. Bu, projelerin çevresel etki ve sürdürülebilirlik standartlarına uygun olmasını sağlar.
  14. Özelleştirilebilir Arayüz ve Fonksiyonlar: Kullanıcıların ihtiyaçlarına göre özelleştirilebilen arayüzü ve fonksiyonları sayesinde, her projenin özgün gereksinimlerine uygun şekilde kullanılabilir.
  15. Eğitim ve Destek: Primavera, kullanıcılarına kapsamlı eğitim materyalleri ve teknik destek sunar. Bu, yazılımın etkin kullanımını ve projelerdeki başarıyı artırır.
  16. Entegrasyon Kapasitesi: Primavera, diğer iş yazılımları ve sistemlerle entegre olabilme yeteneğine sahiptir. Bu, veri akışını ve iş süreçlerini daha verimli hale getirir.
  17. Güvenilirlik ve Güvenlik: Özellikle büyük ölçekli ve yüksek bütçeli projelerde, veri güvenliği ve sistem güvenilirliği büyük önem taşır. Primavera, güvenli veri saklama ve işleme imkanı sunar.
  18. Proaktif Karar Alma: Gerçek zamanlı veri analizi ve raporlama özellikleri sayesinde, proje yöneticileri proaktif kararlar alabilir ve potansiyel sorunları erkenden tespit edebilir.
  19. Maliyet Kontrolü: Projelerin maliyetlerini etkin bir şekilde izlemek ve kontrol etmek, bütçe aşımını önlemek için kritik öneme sahiptir. Primavera, maliyet yönetimi ve kontrolü için gerekli araçları sağlar.
  20. Uzun Vadeli Planlama ve Stratejik Yönetim: Primavera, uzun vadeli planlama ve stratejik yönetim için gerekli veri ve analiz araçlarını sunarak, şirketlerin gelecekteki büyüme ve gelişim stratejilerini destekler.

Son olarak, Primavera’nın inşaat sektöründe bu kadar değerli olmasının nedeninin sadece teknik özelliklerinden veya fonksiyonel yeteneklerinden kaynaklanmadığını söylemeliyim. Asıl altı çizilmesi gereken konu, bu aracın projelerimizi, ekiplerimizi ve hedeflerimizi nasıl bir araya getirdiği ve bizi başarıya nasıl yönlendirdiğidir. Biz inşaat profesyonelleri için zaman, kaynak ve kalite, sadece metrikler değil; projelerimizin ruhudur. Ve Primavera, bu ruhu en iyi şekilde yansıtıp koruyan araçlardan biridir.

İnşaat şirketlerinin uluslararası ihalelere girerken dikkat etmesi gereken hususlar

Bir inşaat şirketinin uluslararası ihalelere girmesini, deneyimli bir tırmanışçının yeni bir dağa tırmanışını planlamasına benzetirim. Tıpkı dağcının rotasını belirlerken hava durumunu, yolu ve potansiyel riskleri önceden değerlendirmesi gibi, şirket de farklı ülkelerin pazar koşullarını, yasal düzenlemelerini ve kültürel dinamiklerini detaylıca analiz etmelidir. Nasıl her dağın kendine özgü zorlukları varsa, her ihale de farklı stratejiler ve hazırlıklar gerektirir. Bu süreçte, tırmanışçının tecrübesi ve doğru ekipman seçimi ne kadar önemliyse, şirketin deneyimi ve doğru kaynakları kullanması da o kadar kritiktir. Şimdi gelin, bu uluslararası ihale tırmanışında hangi adımların atılması gerektiğini tek tek inceleyelim

1. “Piyasa Araştırması – Rakiplerini Tanı”:

  • Bölge Analizi: İhaleye gireceğin ülkenin inşaat sektörüne, ekonomik durumuna ve hukuk sistemine ayrıntılı bir bakış at.
  • Rakip Analizi: Diğer yarışacak firmaları incele, onların güçlü ve zayıf yönlerini öğren.

2. “Yasalara Hakim Ol – Kuralları Bil”:

  • Yerel Yönetmelikler: İhaleye girdiğin ülkenin inşaat ve iş yasalarını, standartlarını iyi bil.
  • Uluslararası Normlar: Uluslararası inşaat standartlarına ve sözleşme yöntemlerine hakim ol.

3. “Finansal Planlama – Cebini Tanı”:

  • Maliyet Hesabı: Projeyi detaylıca analiz edip, maliyetlerini doğru bir şekilde hesapla.
  • Para Yönetimi: Döviz kurları, vergilendirme ve finansal riskleri göz önünde bulundur.

4. “Proje Yönetimi – İşi Sıkı Tut”:

  • Detaylı Planlama: Projeyi a’dan z’ye planla, her aşamasını detaylıca düşün.
  • Risk Yönetimi: Olası riskleri önceden belirle ve bunlar için stratejiler geliştir.

5. “Teknolojiyi Kullan – Çağa Ayak Uydur”:

  • Modern Yöntemler: En son teknoloji ve inşaat yöntemlerini kullanmaya hazır ol.
  • Yenilikçi Çözümler: Projeyi diğerlerinden ayıracak yenilikçi fikirler sun.

6. “Kültürel Farkındalık – Yerel Kuralı Öğren”:

  • Kültürel Hassasiyet: İhaleye girdiğin ülkenin kültürel yapısını ve iş yapış tarzını anla.
  • Yerel İşbirlikleri: Yerel ortaklarla çalışmak, hem işleyişe hem de ilişkilere büyük katkı sağlar.

7. “Kalite ve Güvenlik – İşin Ehli Ol”:

  • Kalite Standartları: Uluslararası kalite ve güvenlik standartlarına uymak şart.
  • Sertifikasyonlar: Gerekli sertifikaları ve izinleri önceden al.

8. “Sözleşme Yönetimi – İmzadan Önce Oku”:

  • Sözleşme Detayları: Sözleşmenin her maddesini dikkatle incele, gerekirse hukuki destek al.
  • Esneklik ve Müzakere: Sözleşme şartlarında esnek olmayı ve müzakere etmeyi ihmal etme.

9. “Ekip ve Kaynaklar – Doğru İnsanı İşe Al”:

  • Uluslararası Ekip: Çeşitli yeteneklere ve uluslararası deneyime sahip bir ekip kur.
  • Kaynak Yönetimi: Projeyi tamamlayacak kaynakları ve ekipmanları doğru bir şekilde yönet.

10. “İletişim – Açık ve Net Ol”:

  • Etkili İletişim: Proje süresince tüm paydaşlarla açık ve sürekli iletişim halinde ol.
  • Raporlama: Düzenli raporlama ve geri bildirim mekanizmaları kur.

11. “Sürdürülebilirlik – Geleceği Düşün”:

  • Çevre Dostu Yaklaşımlar: Projelerin çevreye olan etkisini en aza indirecek şekilde planla.
  • Sürdürülebilir Malzeme ve Yöntemler: Yenilenebilir enerji, atık yönetimi ve çevreci malzemeler kullan.

12. “Müşteri İlişkileri – İyi İzlenim Bırak”:

  • Müşteri Beklentileri: İhale verenin beklentilerini anla ve bu beklentilere uygun çözümler sun.
  • Uzun Vadeli İlişkiler: İyi bir iş çıkarmak, gelecekteki projeler için kapıları açabilir.

13. “Pazarlama ve Tanıtım – Kendini Göster”:

  • Etkili Sunumlar: İhale sunumlarında projenin güçlü yönlerini vurgula.
  • Marka Bilinirliği: Şirketinin uluslararası alandaki imajını ve bilinirliğini artır.

14. “Yerel Pazarı Anlama – Yere Sağlam Bas”:

  • Pazar Dinamikleri: İhaleye gireceğin pazarın dinamiklerini, ihtiyaç ve zorluklarını iyi analiz et.
  • Yerel Normlar ve Gelenekler: Yerel iş ahlakı, adetler ve gelenekler konusunda bilgi sahibi ol.

15. “Teknolojik Entegrasyon – Zamanın Ötesinde Ol”:

  • Yenilikçi Araçlar: En son teknolojik araçları ve yazılımları projende kullan.
  • Dijital Entegrasyon: Proje yönetimi, tasarım ve iş akışı süreçlerinde dijital araçlardan faydalan.

16. “Hedef ve Strateji – Rotanı Belirle”:

  • Hedef Belirleme: Uzun vadeli hedeflerini ve stratejilerini netleştir.
  • Esnek Stratejiler: Pazar koşullarına ve projenin gereksinimlerine göre stratejilerinde esnek ol.

17. “İş Etiği ve Şeffaflık – Temiz İş, Sağlam Adım”:

  • Etiğe Uygun Davranış: Tüm iş süreçlerinde yüksek etik standartları koru.
  • Şeffaflık: İş süreçlerinde açık ve şeffaf ol, güven inşa et.

18. “Değerlendirme ve Geribildirim – Ders Çıkar”:

  • Sürekli Öğrenme: Her ihale deneyiminden dersler çıkar ve sürekli gelişim için kullan.
  • Geribildirim Mekanizmaları: Aldığın geribildirimleri iş süreçlerine entegre et.

Uluslararası ihalelerde başarılı olmak, sadece teknik bilgi ve finansal güçle değil, aynı zamanda kültürel anlayış, etkili iletişim ve stratejik planlama ile mümkündür. Girdiğiniz her yeni ihale, şirketiniz için yeni bir öğrenme fırsatı, marka değerinizi artırma imkanı, global pazarda kendinizi kanıtlama şansıdır.

Yeni Babil mi, hayal mi? NEOM Projesi

Gayri-menkul.com platformunda yayınlanan yazım

Neom, Suudi Arabistan’ın çölde inşa edeceği 170 km. uzunluğunda, 220 metre genişliğinde doğrusal bir şehir. İlk hesaplamalara göre maliyetinin 500 milyar dolar olması, projenin ilk etabının 2025’te, tamamının da 2030’da tamamlanması öngörülüyor. 9 milyon kişiden fazla insana ev sahipliği yapması amaçlanan Neom’un ilk üç harfi Antik Yunancadaki yeni anlamına gelen Neo’dan, son harf ise Arapça gelecek demek olan “müstakbel” kelimesinin ilk harfinden alınmış. Biraz iyimser bir düşünce olsa da fikri üretenlerin projeyle doğuyla batıyı bir araya getirmeyi hedeflediklerini düşünüyorum. Girişim, Suudi Arabistan’ın petrole olan bağımlılığını azaltmaya, ekonomisini çeşitlendirmeye ve kamu hizmeti sektörlerini geliştirmeye yönelik bir plan olan Suudi Vizyonu 2030’un bir parçası.

Wikipedia’da yayınlanan bilgilerde, şehrin, 24 Ekim 2017’de Suudi Arabistan’ın Riyad kentinde düzenlenen Future Investment Initiative konferansında Suudi Veliaht Prensi Muhammed Bin Salman tarafından ilan edildiği, kendi vergi ve iş kanunları ve “özerk bir yargı sistemi” ile “mevcut hükümet çerçevesinden” bağımsız olarak çalışacağı yazıyor. Bir bilgi de, Mısır’ın, 2018’de Neom projesine arazi bağışladığı.

Suudi Arabistan, Neom adında kapalı bir anonim şirket kurmuş. Tamamen Suudi devlet servet fonu olan Kamu Yatırım Fonu’na ait olan bu şirketin amacı, Neom’un ekonomik bölgesini geliştirmek. Projenin tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarından güç alması planlanmaktadır.

Neom için iddialı öngörüler var. 

NEOM’da sadece güneş ve rüzgâr enerjileri kullanılacak. 

Dünya nüfusunun yüzde 70’i NEOM’a maksimum 8 saat içinde ulaşabilecek. 

NEOM, dünyanın ilk robot sayısı insan sayısından fazla kenti olacak. 

Plana göre otomobilsiz bir şehir olacak, insanlar şehrin bir ucundan diğerine trenle taşınacak. Peki Suudi milyonerler toplu taşımada göçmen işçilerle bir arada seyahat etmek isteyecekler mi? Onun için de hava taksisi olarak çalışacak helikopterler düşünülmüş. 

500 milyar dolar olarak açıklanan bütçesi, İran, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, İsrail ve diğer bölge ülkelerinin gayrisafi yurtiçi hasılalarından (GSYİH) daha yüksek. Bu paranın çoğu Suudi Arabistan Krallığı tarafından finanse edilecek, geri kalanı da diğer ülkelerden ve yatırımcılardan sağlanacak. Ancak küresel ekonomik kriz, pandemi ve benzeri olumsuzluklardan dolayı beklenen yatırımlar alınamamış. Proje şu anda hedeflenin gerisinde. The Economist Dergisi’nin 2022 yılında yayınlanan bir raporuna göre yalnızca iki bina inşa edilmiş, proje alanının çoğu çıplak çöl durumunda. 

Projelendirmeyi Los Angeles merkezli Morphosis Architects yapmış. Bazı uzmanlara göre görseller çekici ama biraz incelendiğinde baştan savma bir hava olduğu fark ediliyor. Birçok mimar ise projeyi her ne kadar fütüristtik mimarisiyle radikal bir görüntüye sahip olsa da üçüncü sınıf Çin şehirlerindeki lüks alışveriş merkezlerine benzetiyor.

Benim kafama takılan asırlarca meydan kültürüyle yaşamış ve bu kültürün kazanımlarıyla evrimleşmiş insanın bu düz şehre nasıl uyum sağlayacağı. 1969’da İtalya’daki radikal bir mimarlar topluluğu sürekli yapıda bir şehir planı geliştirmişlerdi. Şehir Arizona Çölü’nü kesen beyaz, ızgaralı bir duvar şeklindeydi ve kendi kendine yetebilecek şekilde tasarlanmıştı. Bu tasarım gerçek bir proje değil modernizmin getirdiği kopukluğun mimari bir hicviydi. Stanley Kubrick’in 2001: Uzay Macerası filmindeki iç mekanlar ve Tarkovski’nin Solaris’indeki esrarengiz uzaylıların yaşadığı yerlere öykülenilmişti. İlginç olan Neom’un yer yer bu projeyle benzerlikler göstermesi. Sanırım projede biraz yol alınmadan konuşmak için erken. Fakat hayal olmasa da yeni bir Babil de olmayacak görüşündeyim. Yazının başlığındaki sorunun cevabına gelirsek, sınavlarda aklı karıştırmak için sona saklanan o şık var ya, işte o: e) Hiçbiri 🙂

17 Kasım 2022

Çiftehavuzlar