Memory (Hatır), yanlış kodlarla sakladığımız hatıralar üzerine bir film

Memory (Hatır), yanlış kodlarla sakladığımız hatıralar üzerine bir film. Hatırladığımızı düşündüğümüz bazı anıları gerçekten yaşadık mı, yoksa bize mi öyle geliyor? Yaşamak istediklerimizi mi hatırlıyoruz? 

Bir demans hastası erkek ile onun yaşlarında orta yaşlı bir kadın, lise mezuniyet buluşmasında karşılaşıyorlar. Adam, kadını hatırladığını söylüyor, peşinden evine kadar gidiyor. Kadın önce hatırlamadığını söylese de sonra hatırlıyorum diyor. Birlikte yaşadıkları bir olayı anlatıyor. Bu sefer adam kadının anısını hatırlamıyor. Arkadaşları, yıllıklar üzerinden araştırdıklarında ikisinin aynı lisede okusalar da birbirini tanımalarının pek olası olmadığını buluyorlar. Yaşamadıklarımızı nasıl hafızamızda saklıyoruz? İki karakterin bu muğlak hafızasını yönetmen hiçbir abartıya ve klişeye kaçmadan yumuşacık bir dille anlatıyor. Filmin temposu, atmosferi, finali, yan karakterlerdeki simetri de bu arada kalmışlıkla çelişmiyor.

Film başlamadan Meksikalı yönetmen Michel Franko’nun kısa konuşması da çok hoştu, yakında MUBI’de gösterime gireceğini müjdeledi. Tekrar seyredilmeyi fazlasıyla hak ediyor.

Neden ruhunu şeytana sattın Lanthimos?

Poor Things’i seyrederken bir kez daha Lanthimos’un hikayeyi görüntülerle anlatma konusunda yaşayan en büyük yönetmenlerden biri olduğunu düşündüm. Ama bir taraftan da filmi ucuz, ticari bir matematik formülle çektiği için öfkelenerek seyrettim. Almodavar da Ozon da benzer tuzaklara düşmüşlerdi ama Lanthimos’tan bugüne kadar yaptığı filmlere baktığımda bunu beklemiyordum. Hocası Angelopulos böyle bir basitliği hiçbir zaman yapmamıştı. Bu anlamda Nuri Bilge Ceylan’ı ve İranlı yönetmenleri bir kez daha takdir ettim.

İskoç yazar Alastair Gray’in aynı adlı romanından çekilen filmin gerçeküstü bir konusu var. İlk sahneden itibaren seyirciyi hemen içine alıyor. Kurgudaki sıkıntı, bizim filmin başında yönetmenle yaptığımız evet senin bu olmayacak hikayeni kabul ediyoruz ama sen de buna bağlı kal dediğimiz sözleşmeyi bozan başka olağandışılıkların girmesi. Günümüzde Mind Bending olarak tanımlanan bu yapımlarda birden fazla ana kurguyla çakışan olağandışılıklar yapıyı mahvediyor. Bu konuda Netflix’te çok başarılı mind bending uygulaması olan dört sezon, 62 bölümlük Manifest diye bir dizi seyrettim. Olmayacak bir olayla başlıyor. Tüm bölümlerde de doğaüstü gelişmeler oluyor, ancak bunların hiçbiri birbiriyle çelişmiyor ve mükemmel bir finalle sona eriyor.

Filmin kurgusu, çok seyredilmesi, hatta Oscar alması için formüle edildiği için romanda bu yanlışların olmayacağını düşünüyorum.

Bir eleştirim de Lanthimos’un sürekli klişeye kaçan mesaj verme kaygısı. O görüntüleri, diyalogların çoğunu atarak çekseydi film çok daha etkili olurdu. Eseri, de seyredeni de yukarı çekerdi. Ama bu ucuz diyaloglar olmasa bu kadar maliyetli sahneler de çekilemeyecekti. Bu noktada Lanthimos’un ruhunu şeytana satma kararına hak verebiliyorum.

Emma Stone’un performansı mükemmeldi. Cinselliğin yoğun olduğu sahneler kurguyla uyumluydu. Filmin üzerinde tartışılacak birçok noktası varken buradan bir bakışla değerlendirilmesini de yadırgıyorum. Emma Stone, filmden sonra uzun bir süre erkeklerden tiksinti duyar mı, onu bilemem. 😊 Lanthimos’a cinsellikle ilgili sahneleri sorduklarında güzel bir açıklama yapmış, internette bulabilirsiniz. 

Lanthimos’un bu yıl Cannes’da gösterilecek filmi yine bir edebiyat uyarlaması, Othessa Moshfegh’in romanı Dinlenme ve Rahatlama Yılım. Alıp henüz okumadığım kitaplardan. 😊 Başrolde yine Emma Stone. Merakla bekliyorum. 🤗

The Zone of interest – Anlatılacak hikayeler bitmiyor

Konusunu kısaca okuduğumda yine mi 2.Dünya Savaşı yine mi soykırım hikayesi, artık bu konuda söylenmedik bir şey kaldı mı diye düşünerek, ayaklarımın geri geri itmesine rağmen filme gittim. Film yaklaşık iki dakikalık, Jonathan Glazer’in baştan seyirciyle arasına bir mesafe koyduğu, şimdi seyredeceklerini hazmetmen kolay olmayabilir, hazır mısın diye uyardığı karanlık bir sahneyle başladı. Sonrası ise bir cennet atmosferi. Yönetmenin tüm film boyunca seyirciyi uzak tutan soğuk mesafeli temposunu çok sevdim. Sanırım bu hikaye başka türlü anlatılamazdı. Anlatılsa da bu kadar etkili olmazdı.

Filmin sonunda bir kez daha anladım ki, her konuda daha söylenecek, yazılacak çok şey var, önemli olan bunları farklı bir söylemle hikaye edebilme becerisi. Bir Düşüşün Anatomisi’nde baş rolüyle Oscar’a aday Sandra Hüller’in bu filmdeki performansı da mükemmel. Kontrast anlatının etkiyi ne denli yükselttiği konusunda benim için ders niteliğinde bir filmdi. Film, İngiliz edebiyatının kötü çocuğu Martis Amis’in 2014’de yayınladığı aynı adlı romanın üçte biri üzerinden çekilmiş. Kitabı okumadım ama seyrederken o edebi tadı aldım. Martin Amis sigara tiryakiliğiyle de tanınan bir yazar, geçen yıl filmin Cannes’da Juri Büyük Ödülü almasından üç gün önce soluk borusu kanserinden hayatını kaybetmiş. Film kadar, yazarın sonu da çok dokundu bana.

İnternet üzerinden ücretsiz seyredebileceğiniz 1150 film

Ücretsiz seyredebileceğiniz 1150 filmin linkine Open Culture sitesi üzerinden erişebilirsiniz. Ayrıca blog sayfam üzerinden de tüm bağlantılara ulaşabilirsiniz.

http://www.openculture.com/freemoviesonline

Free Comedy & Dramas

  • 125 Korean Feature FilmsFree – The Korean Film Archive has put on YouTube over 100 Korean feature films, including Im Kwon-taek’s Sopyonje and Hong Sangsoo’s The Day the Pig Fell Into a Well. A bonanza for fans of Korean film.
  • 70 Movies in HD from Famed Russian Studio MosfilmFree – Includes films by Tarkovsky, Eisenstein and Kurosawa. These all appear on Mosfilm’s official YouTube channel.
  • A Farewell to ArmsFree – Gary Cooper and Helen Hayes star in a film based on famous novel by Ernest Hemingway. (1932)
  • A Hunting AccidentFree – Soviet romantic drama directed by Emil Loteanu, adapted from Anton Chekhov’s “The Shooting Party.” It was entered into the 1978 Cannes Film Festival. Click “CC” for titles. (1978)
  • A Matter of Life and Death  – Free – Romantic fantasy film created by the British writing-directing-producing team of Michael Powell and Emeric Pressburger, and set in England during the Second World War. It stars David Niven, Roger Livesey, Kim Hunter, Marius Goring and Raymond Massey. (1946)
  • A Song of LoveFree – The only film by playwright Jean Genet. The erotic film was censored. (1950)
  • A Star is BornFree – Janet Gaynor portrays Esther Blodgett, a starry-eyed small town girl with a dream of making it big in Hollywood. (1937)
  • Adventures of Robinson CrusoeFree – The classic novel by Daniel Defoe gets adapted by the great Luis Buñuel. (1954)
  • AfonyaFree – Directed by Georgi Daneliya, this Soviet comedy film became an unexpected blockbuster. It’s made available by the Russian film studio Mosfilm. Click “cc” to get subtitles. (1975)

Okumaya devam et

Andrey Tarkovski’nin En Sevdiği Filmler

Andrey Tarkovski’nin bir sohbet sırasında kaleme aldığı on filmlik liste, aynı zamanda usta yönetmenin en sevdiği yönetmenleri de gözler önüne seriyor.

4 Nisan 1932’de doğan Andrey Tarkovski, elli dört yıllık kısa yaşamına sığdırdığı Solaris (Solyaris, 1972), Ayna (Zerkalo, 1975) ve İz Sürücü (Stalker, 1979) gibi başyapıtlarla sinema tarihinin en saygın isimlerinden biri kuşkusuz. ‘Sinemanın şairi’ olarak anılan ve kendinden sonraki kuşaklarda derin etkiler yaratan Tarkovski’nin Nisan 1972’de eleştirmen Leonid Kozlov’la yaptığı söyleşi sırasında hazırladığı on filmlik liste ve o günle ilgili olarak Sight & Sound dergisinde yayımlanan yazı, yönetmenin ilham kaynaklarına ışık tutuyor.

Kozlov, Andrey Tarkovski’yle havanın kapalı olduğu bir nisan günü ortaya çıkan listenin hikâyesini şöyle özetliyor: “İkimiz bir pencerenin kenarında oturmuş çeşitli konular hakkında sohbet ediyorduk. Konu nasıl olduysa Otar Ioseliani’nin Iko Shashvi Mgalobeli (1970) filmine geldi ve Tarkovski filmi çok güzel bulduğundan bahsetti. Bu yorumu üzerine ben de ona en sevdiği filmlerin neler olduğuna dair bir soru yönelttim ve işler hiç beklemediğim bir şekilde ciddileşti. Önüne bir kâğıt aldı ve ciddi bir ifadeyle düşünmeye başladı. Birkaç dakikanın ardından sevdiği yönetmenlerin isimlerini teker teker not etti: Buñuel, Mizoguchi, Bergman, Bresson, Kurosawa, Antonioni, Vigo ve Dreyer. Daha sonra yönetmen adlarının yan tarafına bazı filmler yazdı ve onları titizlikle numaralandırdı. Listeyi bana vermek üzereyken bir anlığına durdu, kalemi yeninden eline aldı ve onuncu filmi ekledi; Chaplin’in Şehir Işıkları’nı.”

Kozlov’un notları şöyle devam ediyor: “Sinema tarihinin en saygı duyulan yönetmenlerini içeren bu özenli liste, aynı zamanda ilginç bir biçimde fazla bir çeşitlilik sunmuyordu. Örneğin Şehir Işıkları dışında herhangi bir sessiz filme rastlamak mümkün değil. Listede Chaplin’in filmiyle en eski ikinci film arasında yirmi sene var. Tarkovski’nin bu hususla ilgili düşüncesi ise gayet açıktı. O, sinemanın ilk elli senesini bir prelüt, gerçek film yapmanın öncesindeki hazırlık aşaması olarak görüyordu. Ayrıca, kendisinin de bir parçası olduğu Sovyet sinemasından bir filmin bile listede yer edinememiş olması da onun iyi sinemacılığın başka coğrafyalarda geliştiğini düşünmesinden kaynaklanıyor olabilir. Benim gözümde bu liste usta yönetmenin en sevdiği filmlerden ziyade, eserlerini en çok beğendiği yönetmenlerden oluşuyor. Listenin gözbebeğinin Ingmar Bergman olduğu görmekse hayli kolay; zira kendisi listede üç filmle birden yar alıyor.”

Bir Taşra Papazının Güncesi (Journal d’un Curé de Campagne, 1951)
YÖN. ROBERT BRESSON

Kış Işığı (Nattvardsgästerna, 1963)
YÖN. INGMAR BERGMAN

Nazarín (1959)
YÖN. LUIS BUÑUEL

Yaban Çilekleri (Smultronstället, 1957)
YÖN. INGMAR BERGMAN

Şehir Işıkları (City Lights, 1931)
YÖN. CHARLIE CHAPLIN

Yağmurdan Sonraki Soluk Ayın Hikâyeleri (Ugetso Monogatari, 1953)
YÖN. KENJİ MİZOGUCHİ

Yedi Samuray (Shichinin no Samurai, 1954)
YÖN. AKİRA KUROSAWA

Persona (1966)
YÖN. INGMAR BERGMAN

Mouchette (1967)
YÖN. ROBERT BRESSON

Kumların Kadını (Suna no Onna, 1964)
YÖN. HİROSHİ TESHİGAHARA

Kaynak: Altyazı Dergisi altyazi.net

HBO, The Sopranos ve Six Feet Under Gibi Önemli Dizilerini Ücretsiz İzlemeye Açtı

HBO, koronavirüs salgını nedeniyle The Sopranos, Veep, Six Feet Under, The Wire gibi izleyicilerin beğenisini kazanan önemli dizilerini ücretsiz izlemeye açtı.

Full Series 

  • Ballers (5 Seasons)
  • Barry (2 Seasons)
  • Silicon Valley (6 Seasons)
  • Six Feet Under (5 Seasons)
  • The Sopranos (7 Seasons)
  • Succession (2 Seasons)
  • True Blood (7 Seasons
  • Veep (7 Seasons)
  • The Wire (5 Seasons)

Docuseries and Documentaries

  • The Apollo
  • The Case Against Adnan Syed
  • Elvis Presley: The Searcher
  • I Love You, Now Die: The Commonwealth v. Michelle Carter
  • The Inventor: Out for Blood in Silicon Valley
  • Jane Fonda in Five Acts
  • McMillion$
  • True Justice: Bryan Stevenson’s Fight for Equality
  • United Skates
  • We Are the Dream: The Kids of the MLK Oakland Oratorical Fest

Warner Bros. Theatricals

  • Arthur
  • Arthur 2: On the Rocks
  • Blinded By the Light
  • The Bridges of Madison County
  • Crazy, Stupid, Love
  • Empire of the Sun
  • Forget Paris
  • Happy Feet Two
  • Isn’t It Romantic?
  • The Lego Movie 2: The Second Part
  • Midnight Special
  • My Dog Skip
  • Nancy Drew And The Hidden Staircase
  • Pan
  • Pokémon Detective Pikachu
  • Red Riding Hood
  • Smallfoot
  • Storks
  • Sucker Punch
  • Unknown

Masal tadında anlatıma sahip 10 filmlik bir seçki…

Kadraj Sinema masalsı anlatıma sahip en iyi 10 filmi belirledi.

1- The Fall/Düşüş – 2006

2-Beetlejuice/Beter Böcek – 1988

3-Edward Scissorhands/Makas Eller – 1990

4-Stardust/Yıldız Tozu – 2007

5-Big Fish/Büyük Balık – 2003

6- El Laberinto Del Fauno/Pan’ın Labirenti – 2006

7-Ulak – 2008

8-Moonrise Kingdom – 2012

9-Le Fabuleux Destin d’Amélie/Amelie – 2001

10-Life Of Pi/Pi’nin Yaşamı – 2012

Kaynak: edebiyathaber.net (16 Şubat 2015)

En az 1 yıllık film ihtiyacınızı karşılayabilecek felsefi filmler dizini…

Santiago Canyon College felsefe bölümünden Brandon Rickabaugh adlı birinin hazırladığı harika liste…

septisizm ve radikal aldanma

the matrix
waking life
the truman show
existenz
the thirteenth floor
vanilla sky
total recall
the city of lost children

iyi bir insan olma üzerine

vanilla sky
open your eyes
the matrix
eternal sunshine of the spotless mind

estetik değerler-ahlaki değerler/sanatın doğası

the shape of things

varoluşsal /görevler üzerine

les miserables

determinizm, özgür irade ve ahlak

minority report 
gattaca
matrix reloaded
donnie darko
the manchurian candidate

bireycilik-toplumculuk

the ballad of cable hogue
chocolat
antz

ölüm cezası

dead man walking
dancer in the dark
mr. death
the life of david gale

totaliterizm, gerçeğin bitişi

1984
animal farm
we the living
fahrenheit 451
equilibrium
brazil
stolen years
eternal memory

bireysel kimlik

persona
memento
the man with two brains
the bourne identity
being john malkovich
dark city
who is julia?
total recall
eternal sunshine of the spotless mind
paycheck
solaris
ghost in the shell

hayatın anlamı

wild strawberries
stealing heaven
the fisher king
the meaning of life
ghost world
o lucky man
slc punk!
on the beach
leaving las vegas
montenegro

günah ve kefaret

the fisher king

genel etik

deliverance
breaking the waves
dead man walking
seven samurai
the confession
crimes and misdemeanors
the shop on main street
shoah
mr. klein
transport from paradise
private schultz
animal farm
groundhog day
high noon
housesitter
quiz show
seven
chinatown
angel heart
the vanishing
the doctor
moonstruck
antigone
deliverance
alexandre le bienheureux
damage
a man for all seasons
the verdict
fort apache the bronx
boyz in the hood
do the right thing
angels & insects
the ox-bow incident
el norte
1984
lord of the flies
after life 
crimson tide

postmodernizm

bladerunner
matrix revolutions 
matrix reloaded 
tüm bergman filmleri
mulholland drive
lost highway

din felsefesi

bruce almighty 
the last temptation of christ
life of brian
what dreams may come
winter light
agnes of god
leap of faith
jesus of montreal
inherit the wind
ordet
day of wrath
nazarin

inanç vs. sebep

contact
inherit the wind
stalker 
au hazard balthazar

nietzsche’nin ahlak şeceresi

dogville

dürüstlük erdemi

kate and leopold
antigone
lonely are the brave
the man who shot liberty valence
breaking the waves

bireycilik/ahlaki risk

spider-man 2

doğanın yazılı olmayan kanunları

lord of the flies
hero
matrix revolutions

faydacılık ve uluslararası siyaset

failsafe

görelilik ve gerçek

hilary and jackie
requiem for a dream
rashomon

kötülük problemi

bruce almighty
the rapture
the seventh sign
dangerous liaisons
sling blade
dancer in the dark
constantine

varoluşçuluk

tüm bergman filmleri
leaving los vegas
love and death
crimes and misdemeanors
rosencrantz and guildenstern are dead
the addiction
i heart huckabees

mantık/eleştirel düşünce

twelve angry men
proof
the usual suspects

savaş etiği

the thin red line
saving private ryan
platoon
full metal jacket
kelly’s heroes
‘breaker’ morant
deterrence
dr. strangelove
failsafe
all my sons

aklın felsefesi

mind walk

kuvantum

what the bleep do we know!?

kavramsal düşüncenin önemi

rain man

faydacılık

quiz show
jacob the liar
extreme measures
crimes and misdemeanors
dogville

insan hakları

in the name of the father
burn!
the battle of algiers
chinatown
schindler’s list
matewan

marksizm

burn!
red

bilgi felsefesi

blow-up
the thin blue line
rashomon
the battle of algiers
he said/she said
proof
the usual suspects
dark star

insanlık / ahlakın değeri

blade runner
star trek: the next generation “the measure of a man”
elephant man
brave new world
lathe of heaven
le regle du jeu
mirror
stalker
nostalgia
the sacrifice
wings of desire
the ascent
days and nights in the forest
cries and whisper

yapay zeka / insanlık

a.i. 
ghost in the shell
solaris
2001
d.a.r.y.l.

feminizm

he said/she said
thelma and louise
boys on the side
sense and sensibility

davranışçılık

a clockwork orange
dark city

hedonizm, nihilizm

cruel intentions
natural born killers
dangerous liaisons

estetik öznellik

pollock

adalet ve ceza

the shawshank redemption (a good anti-crito movie)
gladiator
dead man walking
the count of monte cristo

özgecilik/dünyaya bağlılık

chocolat
crouching tiger hidden dragon

Kaynak: seyler.eksisozluk

Miyazaki Belgeseli ücretsiz olarak erişime açıldı…

Japon televizyon kanalı NHK tarafından hazırlanan ve dört bölümden oluşan belgesel dizisi, 10 Years with Hayao Miyazaki ücretsiz olarak izlemeye açıldı. Kaku Arakawa’nın yönettiği belgesel dizisi, yönetmen Hayao Miyazaki’nin yaratım sürecine odaklanıyor.

https://www.gazeteduvar.com.tr/sinema/2020/04/01/miyazaki-belgeseli-ucretsiz-olarak-erisime-acildi/

Miyazaki’nin “Then Wind Rises” filmini Netflix üzerinden seyredebilirsiniz… 😊

2018’de keyifle seyrettiğim 25 film

Benim için geçtiğimiz yıllara göre kaliteli filmlerin daha az olduğu bir yıldı 2018. Listedekilerin bir kısmı eski yıllara ait, bir kısmı da Netflix belgeseli. Aklımda yer eden, seyrederken beni sarsabilen sadece 25 film çıkarabildim. Birçok film, festivallerde ödüller almış olsa da, bana göre ortalamanın çok da üstünde değillerdi. Sıkılarak seyrettiğim, klişe konuları tekrarlayan çok film vardı bu yıl. Filmleri seyrettiğim tarihleri dikkate alarak aşağıdaki sıralamayı yaptım.

2019’da daha güzel yapımları izleyebilmeyi diliyorum… 😊

  1. Loving Vincent
  2. Wonder Wheel (W.Allen)
  3. 3 Billbards
  4. Edgar Keret Belgeseli
  5. Murakami’yi Düşünmek (Belgesel)
  6. I Tonya
  7. Get Out
  8. Phantom Thread
  9. Kelebekler
  10. Bir Evlilikten Manzaralar (Bergman, 6 saatlik orjinal film)
  11. 24 Kare
  12. Yaban Çilekleri (Bergman)
  13. Ahlat Ağacı
  14. Şüphe
  15. Everybody Knows
  16. İmgeler ve Sözcükler
  17. Yaz
  18. Müze
  19. The Ballad of Buster Scruggs (Netflix)
  20. The Life and Lost Wotks of Szukalsky (Netflix Belgeseli)
  21. Minimalism (Netflix Belgeseli)
  22. Steve Jobs Lost Interview (Netflix Belgeseli)
  23. The White Helmets (Netflix Belgeseli)
  24. Roma (Netflix)
  25. Cold War