İnşaat şirketlerinin ihtiyaç duyduğu danışmanlık hizmetleri

Bir inşaat şirketi kurup, yönetmek, büyük ve kompleks bir yapı inşa etmeye benzer. Yapının mimarisi, statiği, elektromekaniği, peyzajı nasıl ayrı ayrı projelendiriliyorsa, şirketin her bir bölümü de özenle planlanıp yönetilmelidir. Ancak, çoğu zaman kurucuların ve çalışanların deneyimleri, bilgileri, bütün bu karmaşık yapının gereksinimlerini karşılamaya yetmez. İşte bu noktada, tıpkı inşaatın yapımında farklı uzmanlıklara sahip mimar ve mühendislerin projede yer alması gibi, bir inşaat şirketi de çeşitli alanlarda uzman danışmanların bilgi ve tecrübelerinden faydalanmalıdır. Bu profesyoneller, şirketin güçlü temeller üzerine otutulmasına ve her bir detayının sağlam bir şekilde inşa edilmesine yardımcı olur. Gelin şimdi, bu yapımızı nasıl daha sağlıklı ve işlevsel hale getirebileceğimizi, nedenleri ve sağlayacağı faydalarıyla inceleyelim.

  • Finansal Danışmanlık:
  • Neden? Finansal planlama, bütçe yönetimi, yatırım analizi ve maliyet kontrolü gibi konularda uzman görüşü, şirketin finansal sağlığını korumak ve karlılığını artırmak için kritik önem taşır.
  • Faydaları: Risk yönetimi, vergi planlaması, kar marjlarının optimizasyonu.
  • Hukuki Danışmanlık:
  • Neden? İnşaat sektörü, karmaşık yasal düzenlemeler ve sözleşme yönetimi gerektirir. Hukuki danışmanlık, şirketi yasal risklere karşı korur ve yasal uyumluluk sağlar.
  • Faydaları: Sözleşme hazırlama ve yönetimi, yasal uyum, dava yönetimi.
  • Teknik Danışmanlık:
  • Neden? İnşaat teknolojileri, malzeme bilimi ve mühendislik konularında güncel bilgilere sahip olmak, projelerin daha verimli ve yenilikçi şekilde yürütülmesini sağlar.
  • Faydaları: Proje verimliliği, yenilikçi çözümler, kalite standartlarının yükseltilmesi.
  • Proje Yönetimi Danışmanlığı:
  • Neden? Etkili proje yönetimi, projelerin zamanında ve bütçe dahilinde tamamlanmasını sağlar. Danışmanlık, karmaşık projelerin yönetiminde yardımcı olur.
  • Faydaları: Zaman ve kaynak yönetimi, maliyet azaltma, proje teslimatının iyileştirilmesi.
  • Pazarlama ve Satış Danışmanlığı:
  • Neden? Pazarlama stratejileri ve müşteri ilişkileri yönetimi, şirketin pazarda rekabet edebilmesi için önemlidir. Etkili bir pazarlama danışmanlığı, şirketin görünürlüğünü ve satışlarını artırır.
  • Faydaları: Marka bilinirliği, müşteri tabanının genişletilmesi, satış stratejilerinin geliştirilmesi.
  • İnsan Kaynakları Danışmanlığı:
  • Neden? Nitelikli personel seçimi, eğitimi ve motivasyonu, şirketin başarısında belirleyici bir rol oynar. İK danışmanlığı, bu süreçlerin profesyonelce yönetilmesine yardımcı olur.
  • Faydaları: İşe alım süreçlerinin iyileştirilmesi, çalışan motivasyonu ve verimliliği, eğitim ve gelişim programları.
  • Çevre ve Sürdürülebilirlik Danışmanlığı:
  • Neden? Çevre dostu inşaat pratikleri ve sürdürülebilir gelişme, giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Bu konuda danışmanlık almak, şirketin gerçekleştirdiği projelerin çevresel etkisini azaltır ve itibarını artırır.
  • Faydaları: Çevresel uyum, sürdürülebilir inşaat yöntemleri, yeşil bina sertifikaları.
  • Risk Yönetimi Danışmanlığı:
  • Neden? İnşaat projeleri yüksek risk içerir. Risk yönetimi danışmanlığı, bu riskleri azaltmaya ve olası zararları en aza indirmeye yardımcı olur.
  • Faydaları: Risk analizi, sigorta ve koruma stratejileri, acil durum planlaması.
  • Teknoloji ve İnovasyon Danışmanlığı:
  1. Neden? Yenilikçi teknolojiler ve yöntemler, inşaat süreçlerini optimize eder ve şirketi sektörde öne çıkarır.
  2. Faydaları: İş süreçlerinin otomasyonu, verimlilik artışı, rekabet avantajı.

Danışmanlık hizmetleri almak, bir inşaat şirketinin karmaşık ve rekabetçi bir sektörde başarılı olmasını sağlamanın yanı sıra, uzun vadede sürdürülebilir büyüme ve gelişimine de katkıda bulunur.

Yeni Babil mi, hayal mi? NEOM Projesi

Gayri-menkul.com platformunda yayınlanan yazım

Neom, Suudi Arabistan’ın çölde inşa edeceği 170 km. uzunluğunda, 220 metre genişliğinde doğrusal bir şehir. İlk hesaplamalara göre maliyetinin 500 milyar dolar olması, projenin ilk etabının 2025’te, tamamının da 2030’da tamamlanması öngörülüyor. 9 milyon kişiden fazla insana ev sahipliği yapması amaçlanan Neom’un ilk üç harfi Antik Yunancadaki yeni anlamına gelen Neo’dan, son harf ise Arapça gelecek demek olan “müstakbel” kelimesinin ilk harfinden alınmış. Biraz iyimser bir düşünce olsa da fikri üretenlerin projeyle doğuyla batıyı bir araya getirmeyi hedeflediklerini düşünüyorum. Girişim, Suudi Arabistan’ın petrole olan bağımlılığını azaltmaya, ekonomisini çeşitlendirmeye ve kamu hizmeti sektörlerini geliştirmeye yönelik bir plan olan Suudi Vizyonu 2030’un bir parçası.

Wikipedia’da yayınlanan bilgilerde, şehrin, 24 Ekim 2017’de Suudi Arabistan’ın Riyad kentinde düzenlenen Future Investment Initiative konferansında Suudi Veliaht Prensi Muhammed Bin Salman tarafından ilan edildiği, kendi vergi ve iş kanunları ve “özerk bir yargı sistemi” ile “mevcut hükümet çerçevesinden” bağımsız olarak çalışacağı yazıyor. Bir bilgi de, Mısır’ın, 2018’de Neom projesine arazi bağışladığı.

Suudi Arabistan, Neom adında kapalı bir anonim şirket kurmuş. Tamamen Suudi devlet servet fonu olan Kamu Yatırım Fonu’na ait olan bu şirketin amacı, Neom’un ekonomik bölgesini geliştirmek. Projenin tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarından güç alması planlanmaktadır.

Neom için iddialı öngörüler var. 

NEOM’da sadece güneş ve rüzgâr enerjileri kullanılacak. 

Dünya nüfusunun yüzde 70’i NEOM’a maksimum 8 saat içinde ulaşabilecek. 

NEOM, dünyanın ilk robot sayısı insan sayısından fazla kenti olacak. 

Plana göre otomobilsiz bir şehir olacak, insanlar şehrin bir ucundan diğerine trenle taşınacak. Peki Suudi milyonerler toplu taşımada göçmen işçilerle bir arada seyahat etmek isteyecekler mi? Onun için de hava taksisi olarak çalışacak helikopterler düşünülmüş. 

500 milyar dolar olarak açıklanan bütçesi, İran, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, İsrail ve diğer bölge ülkelerinin gayrisafi yurtiçi hasılalarından (GSYİH) daha yüksek. Bu paranın çoğu Suudi Arabistan Krallığı tarafından finanse edilecek, geri kalanı da diğer ülkelerden ve yatırımcılardan sağlanacak. Ancak küresel ekonomik kriz, pandemi ve benzeri olumsuzluklardan dolayı beklenen yatırımlar alınamamış. Proje şu anda hedeflenin gerisinde. The Economist Dergisi’nin 2022 yılında yayınlanan bir raporuna göre yalnızca iki bina inşa edilmiş, proje alanının çoğu çıplak çöl durumunda. 

Projelendirmeyi Los Angeles merkezli Morphosis Architects yapmış. Bazı uzmanlara göre görseller çekici ama biraz incelendiğinde baştan savma bir hava olduğu fark ediliyor. Birçok mimar ise projeyi her ne kadar fütüristtik mimarisiyle radikal bir görüntüye sahip olsa da üçüncü sınıf Çin şehirlerindeki lüks alışveriş merkezlerine benzetiyor.

Benim kafama takılan asırlarca meydan kültürüyle yaşamış ve bu kültürün kazanımlarıyla evrimleşmiş insanın bu düz şehre nasıl uyum sağlayacağı. 1969’da İtalya’daki radikal bir mimarlar topluluğu sürekli yapıda bir şehir planı geliştirmişlerdi. Şehir Arizona Çölü’nü kesen beyaz, ızgaralı bir duvar şeklindeydi ve kendi kendine yetebilecek şekilde tasarlanmıştı. Bu tasarım gerçek bir proje değil modernizmin getirdiği kopukluğun mimari bir hicviydi. Stanley Kubrick’in 2001: Uzay Macerası filmindeki iç mekanlar ve Tarkovski’nin Solaris’indeki esrarengiz uzaylıların yaşadığı yerlere öykülenilmişti. İlginç olan Neom’un yer yer bu projeyle benzerlikler göstermesi. Sanırım projede biraz yol alınmadan konuşmak için erken. Fakat hayal olmasa da yeni bir Babil de olmayacak görüşündeyim. Yazının başlığındaki sorunun cevabına gelirsek, sınavlarda aklı karıştırmak için sona saklanan o şık var ya, işte o: e) Hiçbiri 🙂

17 Kasım 2022

Çiftehavuzlar

İş ararken sıklıkla yapılan yanlışlar

Şantiye Dergisi’nde yayınlanan yazım

“Ciddi bir işsizlik ver ama nitelikli insanı bulmak da kolay değil.” 

Eleman arayışında olan firma yetkililerinden sıklıkla duyduğum bir söz. Bu noktada ana sıkıntının üniversite bittikten sonra mezunların kendilerini yeterince yetiştirememelerinde olduğunu düşünürüm. Okul bilgisi geçmişte de tek başına yeterli olmamıştı ancak her şeyin hızla değiştiği bugün artık hiç değil. En karlı ve dönüşü yüksek olan yatırım borsa, döviz, kripto paralar değil, insanın kendisine yaptığı yatırım. Özellikle firmaların arayışlarında dile getirdikleri mesleki yazılımlara hakim olduğunuzda bir adım önde olup, işinizin kolaylaşabileceğini söyleyebilirim. Şöyle bir düşünün. Her şey istediğiniz gibi. İyi bir okuldan iki yabancı dili ana diliniz gibi konuşacak şekilde mezun oldunuz, mesleğinizin gerektirdiği programları üniversite yıllarında olabildiğince öğrendiniz, firmaların peşinizden koşacağı bir Linkedin profiline sahipsiniz.  Rüya gibi bir kariyere başlamak için gün sayıyorsunuz. Ancak yaptığınız başvurular, bir türlü istediğiniz gibi sonuçlanmıyor. Belki kısa listeye seçiliyorsunuz ama sonrasında eleniyorsunuz. Aynı firmaya başvuran diğer aday sizin kadar donanımlı değil, herhangi bir torpili yok, fakat işi alıyor. O zaman bir yerlerde yanlış yapıyorsunuz demektir. Peki nedir bu yapılmaması gerekenler? Bunları, özgeçmiş-ön yazıda yapılan yanlışlar ve mülakat yanlışları olarak iki başlık altında toplayabiliriz

1) Özgeçmiş ve ön yazıda yapılan yanlışlar

Özgeçmişinizde veya kapak yazınızda gereğinden fazla bilginin yer alması

İnsan Kaynakları yetkilisinin bir özgeçmişe ayıracağı zaman ortalama 30 saniye. Niteliklerinizin gereksiz bilgilerin içinde kaybolmamasına dikkat edin.

Anlaşılması zor uzun paragraflar

Özgeçmişinizde olabildiğince kısa ve net cümlelerle kendinizi anlatın. Uzun bir paragraf yazmak durumundaysanız rahat anlaşılması için bullet’lardan yararlanabilirsiniz

İşten ne istediğiniz üzerine odaklanmak

İşveren özgeçmişinizde sizin işten ne istediğinizden çok sizin firmaya ve bu pozisyona ne katacağınızı öğrenmek ister

Genel ifadeler

Özgeçmişinizi okuyan kişi sizin somut başarılarılarınızı ölçülebilen terimlerle göstermenizi ister. O nedenle genel ifadelerle yaptığınız anlatımlar inandırıcılıktan uzak kalacakır.

Başarı hikayelerinizin yer almaması

Tıkanmış ya da sıkıntılı bir işi, tecrübeleriniz, becerileriniz ve problem çözme yeteneğinizle nasıl çözdüğünüzü anlatan birkaç örneğe özgeçmişinizde yer verin.

Niteliklerinizin aranan pozisyonla eşleşmemesi

Her iş ilanı için aynı özgeçmişi göndermeyin. Pozisyonun ihtiyaçlarına göre yeniden düzenleyerek iletin.

Ben ile başlayan cümleler

Özgeçmişinizde “yaptım” değil, “yapıldı” kalıbını kullanın.

Gereksiz deneyimler ve beceriler

Olabildiğince istenen pozisyona yönelik deneyim ve becerilerinize yer verin. Verdiğiniz ilgisiz bilgiler, özgeçmişinizi okuyan kişinin dikkatini dağıtacaktır. Bu durum seçtiğiniz kelimeler için de geçerlidir.

Yazım yanlışları ve imla hataları

Sizinle ilgili iki ipucu verecektir. Birincisi dili iyi kullanamamanız, diğeri ise yazdıklarınızı yeterince kontrol etmemeniz

İstenen becerilere işaret etmeyen hobi ve ilgi alanları

Aranan pozisyona yönelik ilgisi olmayan uğraşlarınızın özgeçmişinizde bulunmasına gerek yok

Fotoğrafınız

Mankenlik ya da oyunculuk için başvuru yapmıyorsanız özgeçmişinize fotoğrafınızı koymayın derim. Fotoğrafınız, değerlendirme yapan insan kaynakları yöneticisinde sizinle ilgili farklı algılamalara yol açabilir. Linkedin profil linkinizi iletirseniz, gerektiğinde oradan bakabilirler.

2) Mülakat yanlışları

Ön hazırlık yapmamak

Size sorulma olasılığı yüksek olan sorulardan biri, “şirketimizle ilgili ne biliyorsunuz” sorusudur. Buradaki yanıtlarınız sizin pozisyon için hazır olup olmadığınıza dair ipuçları verecektir. Yapacağınız iyi bir hazırlık, işi ne kadar istediğinizi gösterecektir. Hiçbir şey yapamıyorsanız firmanın web sitesini ve sosyal medya hesaplarını incelemenizi öneririm.

Yanlış kıyafet seçimi

Mülakattaki özensiz kıyafetiniz sizin için olumsuz bir değerlendirmeye neden olduğu gibi, seçtiğiniz giysinin firma ve yapacağınız işle uyumuna da dikkat etmelisiniz. Şantiyede bir pozisyon için bir görüşmeye gittiğinizde gereğinden fazla resmi giyinmeniz, sizin ne iş yapacağınızı iyi anlamadığınız algısını oluşturacaktır.

Mülakatta kendinize ait gereksiz bilgiler vermek

Görüşmeyi yapan kişinin sizden öğrenmek istediği aranan pozisyona yönelik, firmaya katacağınız artı değerlerdir. Bu odağın dışına çıktıkça anlattıklarınıza yeterince dikkatini vermeyecek, istediği bilgileri alamadığı için sizin doğru kişi olmadığınızı düşünecektir.

Görüşmeye zamanında gitmemek

Sizin planlı biri olmadığınız izlenimini yaratacaktır. Böyle bir olumsuz durumun oluşma riski varsa görüşme yapacağınız kişiyi olabildiğince erken bilgilendirmelisiniz.

Firmanız ve yöneticilerinizle ilgili olumsuz değerlendirmelerde bulunmak

Bu işe girdikten sonra işler kötü giderse, bu sefer de benzer yorumları onlar için yapacağınızı düşüneceklerdir. Ayrıca dünya küçüktür, görüştüğünüz kişi, negatif düşüncelere sahip olduğunuz insanları tanıyor olabilir.

Görüşmeye elinizde bir içecek veya alışveriş paketiyle girmek

İşi yeterince ciddiye almadığınız veya gereğinden fazla rahat olduğunuz algısını yaratacaktır.

Görüşme sırasında ara ara cep telefonuna bakmak

Bu pozisyonun sizin için o kadar da öncelikli olmadığını, odağınızın farklı bir yerde olduğunu düşündürtecektir.

Mülakatta dikkatinizin dağınık olması

Mülakat yapan kişi sizin odaklanma güçlüğü çektiğiniz kanaatine varacaktır. Görüşmeye uykunuzu almış ve dinlenmiş olarak gidin.

Sorularınızın olmaması

iyi bir mülakatçı görüşmenin bir yerinde size bize sormak istediğiniz sorularınız var mı diye soracaktır. Öncesinde firma ve işle ilgili iyi bir hazırlık yaparsanız kafanızda basit bir soru listesi olacaktır.

İş arama sürecinde bir şeyler istediğiniz gibi gitmiyorsa bu listedekileri gözden geçirmenizi tavsiye ederim. Fark ettiğiniz bir küçük yanlış, kaderinizi değiştirebilir.

Cem Kafadar

Çiftehavuzlar

18-19 Temmuz 2022

Akıllı köyde hayat

Şantiye Dergisi’nde yayınlanan yazım

Eco Delta Güney Kore’nin ilk akıllı şehir girişimi. Nakdong nehri deltasındaki 11.800 dönümlük sulak arazide 30.000 ev yer alacak. Projenin yaklaşık 5.6 milyon dolara mal olması öngörülüyor. İlk etap 54 haneden oluşuyor. Sakinleri kurayla belirlenip evlerine yerleşti. Üç yatak odalı ve tek odalı seçenekleri bulunan evlerin beyni, yaklaşık bir metre yüksekliğindeki ayna ve yanındaki duvara monte edilen Samsung tablet. Aynayı etkinleştirdiğinizde kalp atışınızdan gece ne kadar iyi uyuduğunuza kadar veri içeren dokunmatik bir sağlık ekranıyla karşılaşıyorsunuz. Bu ayna aynı zamanda o gün için yemek, egzersiz önerilerini, hava durumunu, günün haberlerini ve size özel hatırlatmaları da iletiyor. Yani sabah kalktığınızda cep telefonuna bakmanıza gerek kalmıyor, aynanız cep telefonu oluyor. Evde yaşayan herkesin aynayla ve genel sistemle senkronize edilmiş bir saati var. Üç yıl boyunca herkes bu saatleri takmak zorunda. Ayrıca her evde iki tablet bulunuyor. Bunlarla şu anda hangi cihazların çalıştığını, ailenin ne kadar enerji tükettiğini, posta kutunuzda paket olup olmadığını, buzdolabınızdaki bazı yiyeceklerin kullanım süresini ve buna benzer birçok bilgiyi öğrenebiliyorsunuz.

Peki bu evlerin kirası ne kadar? Güney Kore için akıllı şehir projelerinin başarısı çok önemli. Enerjilerinin büyük kısmını ithal ettikleri için bu projelerle enerji tasarrufu yapabiliyorlar. Ülkenin yüzölçümünün yüksek nüfusa göre küçük olması da akıllı evlere talebi arttıran bir diğer etken. Yakın gelecekte sadece akıllı ürünlerini değil akıllı şehirlerini de ihraç etmeyi planlıyorlar. Evlerde yaşayanlar, kendilerinden toplanan veriler karşılığında üç yıl süresince kira ödemeyecek, sadece elektrik, su ve ısınma faturalarını karşılayacak. Toplanan veriler yazılımcılar, akıllı cihaz üreticileri, devlet görevlileri ve sağlık uzmanları tarafından analiz ediliyor. Yetkililer, köy halkıyla sözleşmelerin iki yıl uzatılması için çalışıyor. Amaç bu verilerden alınan sonuçlarla mevcut akıllı şehirlerin daha akıllılarını kurmak.

Projenin temel vizyonu sürdürebilirlik. İnşa edilen şehir Busan kentinin bir parçası olarak kalacak ancak güneş ve hidroelektrik yoluyla kendi kanalizasyon, su arıtmasına ve elektrik dağıtımına sahip olacak. Yeşil alanlar geri dönüştürülmüş kanalizasyon suyuyla sulanacak. İçme suyu, Nakdong Nehri’nden filtreleme teknolojisiyle elde edilecek. Güneş panelleri ve yeraltı suyundan elde edilen enerjiyle maliyetler ve çevresel etki minimum düzeyde tutulacak. Kargo paketlerini drone’lar teslim edecek, küçük robotlar sokakları temizleyip güvenliği sağlayacak. Şehrin bizim için ilginç bir özelliği de var. Busan’da Güney Kore’deki savaşta şehit olan Türk askerleri için bir mezarlık bulunuyor.

Köy sakinlerinden biri yatak odasındaki ışıkların saat 7’de otomatik olarak açıldığını ve dijital bir sesin kendisine “Günaydın, lütfen esneme hareketlerini yap” dediğini anlatıyor. Veriler arttıkça bu ses daha farklı konularda da akıl verecektir. Tatil kararını iyice düşündün mü, sen orada birkaç gün sonra sıkılabilirsin, başka yerlere de bak ya da çocuğunun okul seçiminde şu okulları da dikkate al gibi. Akıllı bir dış sesin, iç sesimizle çatışması eğlenceli olacaktır diye düşünüyorum.

Bu yıl Cannes’da Altın Palmiye alan Kare filmine ilişkin kısa notlarım

Turist filmi ile büyük çıkış yapan Ruben Östlund’un bu yıl Cannes’da Altın Palmiye aldığı filmi. 142 dakika boyunca temposu hiç düşmeden insanı sürekli rahatsız eden bir komedi. Bir karenin dışına çıktığında İsveç Toplumunun nasıl kafasının karıştığını ve bocaladığını büyüleyici çekimleri ile çok etkileyici anlatıyor Östlund. Film bittiğinde ilk düşüncem, bu filmi mutlaka bir kez daha seyretmeliyim oldu. Her seyredişinizde farklı detayları yakalayabileceğiniz bir başyapıt diyebilirim Kare için.