Basitleştirmek ama anlamı kaçırmadan

Sorun, bilimi basitleştirmek uğruna anlamı kaçırmamızda. Direkt sonuçlara odaklanan bir çağda kimse sonuçların neden kaynaklandığına dair düşünmek istemiyor. Böyle olunca da bize iletilen basitleştirilmiş sonucu anlamış olsak da onu tam anlamıyla içselleştiremiyoruz.

Hangi tür sanat eserlerini seviyorum?

İçimizdeki küçük hüzünlü anları tetikleyip bulmak ne keyiflidir. Benim için iyi sanat eserleri o küçük hüzünlü anları bana hatırlatan yapıtlardır.
Hatalar yaparak ilerlemek hep doğru yapıp aynı yerde olmaktan iyidir
Bir yerlere zaman içinde hatalar yaparak gelmenin çok hoş bir tadı var. Yapılan yanlışlar insanı güçlendirdiği gibi bir gözüpeklik de kazandırıyor.

Neden günümüzde tarihe iz bırakacak sanatçılar yetişmiyor?

İlkokul çocuklarının resimlerinde el becerisi yoktur ama özgün bir hayal gücü vardır. O çocuk 10 yıl sonra el yeteneği gelişse de o hayal gücü ile çizemeyecektir artık. Çizenler ise tarihe iz bırakacak ressamlardır. Bu durumun sadece resim için değil diğer sanat dallarında da geçerli olduğunu düşünüyorum. Bir çocuğun kurguladığı öyküyü, bir yazar kurgulamakta zorlanır çoğu zaman.
Çocukluktaki hayal gücünü koruyup bunu yaşanmışlıklarla harmanlamayı becerebilenler iyi sanatçı oluyorlar. Bunu başarabilmek için de entellektüel olarak iyi beslenip, toplumun bellettiği kalıplardan hızla kurtulmak gerekiyor. Bu kalıpların en çok kafaya işlendiği yerlerin başında da ne yazık ki çocuğun ilk eğitimini aldığı okullar geliyor. Ve en zoru da çocuklukta kafaya kazınan yanlışlardan insanın kendini kurtarabilmesi. Küçük yaşlarda aldığımız bu yanlışları unutup, üzerine doğrularını kurgulayabilmemiz için gereken zamanın peşinden koşsak da hayat pek vermiyor bu fırsatı…

Çocuk kalabilmek

İlkokul çocuklarının resimlerinde el becerisi yoktur ama özgün bir hayal gücü vardır. O çocuk 10 yıl sonra el yeteneği gelişse de o hayal gücü ile çizemeyecektir artık. Çizenler ise tarihe iz bırakacak ressamlardır sadece. Bu durum sadece resim için değil diğer sanat dallarında da geçerli. Bir çocuğun kurguladığı öyküyü, bir yazar kurgulamakta zorlanır çoğu zaman.

Çocukluktaki hayal gücünü koruyup bunu yaşanmışlıklarla harmanlamayı becerebilenler iyi sanatçı oluyorlar. Bunu başarabilmek için entellektüel olarak iyi beslenip, toplumun bellettiği kalıplardan hızla kurtulmak gerekiyor. Bu kalıpların en çok kafaya işlendiği yerlerin başında da ne yazık ki çocuğun ilk eğitimini aldığı okullar geliyor.

Resim benden daha güçlüdür ne yapacağıma o karar verir. Picasso

Film Festivalinin Ardından – Ulusal Müze

İngiltere’de National Museum’da sergilenen eserlere yönelik resim eleştirmenlerinin yorumları, resimlerin hikayeleri, bu arada arka planda müzecilik üzerine bir çok bilginin iletildiği, süresinin uzunluğu dışında mükemmel bir belgesel. Son yıllarda daha samimi ortamlarda, konu ile ilgili insanların bir araya gelip sohbet ettiği belgeseller çekilmeye başladı. Festivalde seyrettiğim Messi Belgeseli de bu tarz bir belgeseldi. Burada samimi bir havanın olması belki seyirciyi belgesele çekiyor ama bir taraftan da bu sohbetlerin belli bir kısmı doğal olması ile birlikte gereksiz diyaloglar içermesi nedeniyle zaman zaman seyircinin dikkatini de dağıtıyor. Açıkcası, bu tip sohbetlerden çok konunun uzmanlarının ya da tanıklarının daha sterilize edilmiş açıklamalarından oluşan belgesellerden daha çok şey alıyorum. Bu tip belgesellerin tehlikesi de Citizenfour’da olduğu gibi tek bir düşüncenin üzerine yoğunlaşırken bu düşüncenin karşı fikirlerini, antitezlerini gözden kaçırması, yönetmenin sürekli olarak fikirlerini pekiştirecek düşünce ve kanıtların üzerine yoğunlaşması.