Fernando Pessoa kısa ve öz konuşup her şeyi özetliyor…
“İstemeden varım ve istemeden öleceğim.”
Fernando Pessoa kısa ve öz konuşup her şeyi özetliyor…
“İstemeden varım ve istemeden öleceğim.”
Gohar Homayounpour’un çok güzel bir tespiti var.
“En sarsıcı, en sancılı uyanışlardan biri; ait olman gereken yere bile ait olmadığını fark etmek.”
William Blake’in ilginç bir fikri var:
“Eğer deli, delilikte direnseydi bilge olurdu.”
Kant’ın yanılgıya düşmeme kuralları:
1. kendin düşün.
2. kendini başkasının yerine koyup düşün.
3. daima kendinle tutarlı düşün.
J.P.Sartre’a göre yalnızlık; düşündüklerinizin kafanızın duvarlarına çarpıp tekrar içeride kalmasıdır.
Bertrand Russell’ın direnemeyeceği biçimde içine yerleşen üç basit tutku vardı ve bunlar hayatına yön vermişti:
-sevgi ihtiyacı
-bilgi açlığı
-acı çeken bütün insanlarla hüzünlü bir birliktelik
Freud’un “mutlu olmak insan tabiatına aykırı mı yoksa?” sorusunu, M.Twain cevaplıyor: “Akıl sağlığı ile mutluluk, imkansız bir kombinasyondur.”
Albert Camus’ye göre, en büyük mutsuzluk “sevilmemiş” olmak değil, “sevmemektir”
Nietzsche, açıklıyor nedenini, “kendisinin derin olduğunu bilen insan aydınlığa yönelir; kalabalığa derin görünmek isteyen insan ise karanlığa yönelir.” Kalabalık, dibini göremediği her şeyi derin sanır diye de ekliyor.
“Aklımın (hem spekülatif, hem de pratik olanın) tüm ilgisi, aşağıdaki şu üç soruda toplanmıştır:
1. Ne bilebilirim?
2. Ne yapmalıyım?
3. Ne ümit edebilirim?”
Kant