Bülent Cedetaş’ın Ardından

Bir gün Türkiye’deki Mühendislik Tarihi üzerine bir kitap yayınlanırsa eniştem, aile büyüğümüz Bülent Cedetaş için çok kapsamlı bir yer ayrılacağını düşünüyorum. Duayen bir mühendis, örnek bir insandı, mekanı cennet olsun. Tüm sevenlerine sabırlar diliyorum.
Cenazesi 17 Subat Salı günü öğle namazını takiben Şişli Caminden kaldırılacaktır.

İnsan Ne Zaman Büyür?

Çocukken geceleri hep ben büyümeden annem babam ölmesin diye dua ederdim, bugün anladım ki zaten insan annesini kaybetmeden büyümüyormuş. Bu öğlen annemi kaybettik, cenazesi yarın (26.01.2015) öğlen namazını takiben Ataköy 5.kısım Cami’nden kaldırılacak. Çataldağ mezarlığına defnedilecek.

Takım Yönetimi Seminerinde Aldığım Kısa Notlar

2015-01-06 21.43.11

Sevgili Birol KALPAKLI’nın 06 Ocak Akşamı Beykent Üniversitesi Taksim Yerleşkesinde verdiği “Takım Yönetimi” Semineri beklenenin üzerinde bir katılımla çok keyifli geçti. Seminer sırasında aldığım kısa notlar;


21.yy’ın ilk 15 yılına damgasını vuracak 5 eğilim
  • Takım çalışması öne çıkacak
  • Her düzeyde Liderlik davranışına ihtiyaç duyulacak
  • Etik önem kazanacak
  • Her iş elektronik ortamla ilişkilendirecek
  • Her etkinlik ölçülür olacak

Takım çalışmasında başarısızlık nedenleri

  • Takım içi uyum ve uzlaşmaya aşırı önem verilmesi
  • Bireyselliğin fazla öne çıkması
  • Özgüven ve sahiplenme eksikliği
  • Aktif ve dengeli katkı ve katılım olmaması
  • Yönetimin destek vermemesi
  • Başarı kriterlerinin olmaması
  • Yetersiz ve uygun olmayan eğitim
  • Takım oluşum aşamalarının tamamlanmamış olması
  • Yanlış liderlik stili
  • İletişimsizlik
  • Takım üyelerinde hızlı ve yüksek değişim
  • Sahte görüş birliği (grup düşüncesi)

Mc Donaldslarda ortalama çalışma süresi 2 ay, bu sürenin bu kadar kısa olmasının en önemli 2 nedeni, aşırı iş yükü ve takım çalışmasının oturmamış olması

Bugün bilgiyi işlemek malzemeyi işlemekten daha önemli oldu.
Biz tarım toplumundan sanayi toplumuna geçerken, batılı ülkeler sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçtiler
En iyi takım oyuncuları açık alanları geniş olanlar
Bir gruba ait olmayan kimseler kendilerini çıplak ve yalnız hissediyor. Bu nedenle bir gruba ait olmak istiyorlar
Yapılan bir araştırmada e-posta kutularında daha cok mail olan kimseler daha başarılı nedeni cevreleri daha geniş ve sürekli bir paylaşım içindeler
İnsan doğduğu anda IQ su belli ama EQ’su zaman içinde yükseliyor. Başarıyı EQ %70 IQ %30 etkiliyor
Öfke ve korku birbirine çok yakın duygular korkularımızı öfke ile dışa vururuz.
Herkes ilerlemek terfi etmek için kendinden daha iyi 2 kişiyi geliştirmek zorunda (Pfizer’ın ilkelerinden biri)
Takım içinde herkes yaptığı işi en önemli iş zanneder, bu takım çalışmasının en büyük düşmanıdır
Burada bu sunumu ben değil bir yabancı anlatsa onun anlattıklarına daha çok inanırız
Türk kültüründe takım çalışmasının bazı özellikleri
  • Bilgiyi saklar ve paylaşmayız
  • Söylemeyiz söyleniriz
  • Kurallara uymayız, kuralları kendimize uydururuz.
  • Profesyonellik zayıftır
  • Türk kültürü amir kim memur kim bilmek ister
  • Eleştiriyi sever, empati yeteneği zayıftır

Türk kültürünün artı özellikleri

  • Karşılıklı bağımlılık vardır ebeveyn çocuk ilişkisi
  • Siz bu toplumda kendinizi tek hissetmezsiniz, arkanızda hep sizi destekleyen bir anne babanız vardır. Bir dönem sonra da bu ilişki tersine döner.
  • Birliktelik duygusu yüksektir
  • Beden dilini kullanır
Planlamaya ait ilk belgeleri 1670’lerde Mimar Sinan’ın çalışmalarında görüyoruz.

Kendini Yöneten Takımların lideri hem yoktur hem çoktur.

Herkes değişik zamanda liderlik yapabilir.

Kendini Yöneten Takımlarda Liderlik davranışı değişken olabilmeli

Otokratik ve demokratik liderlik her ikisini de aşırı boyutta yaparsanız takımınıza zarar verirsiniz.

Endüstriyel Projeler Seminerinde Aldığım Kısa Notlar

İlgiyle takip edilen ve sektörden değerli konuşmacıların katıldığı “Beykent Üniversitesi Proje Yönetim Seminerleri” kapsamındaki son dersimizi 13 Ocak 2015 Salı günü gerçekleştirdik.

Seminerler kapsamındaki son konuşmacımız, Rönesans Endüstri Tesisleri’nden Teknik Ofis Koordinatörü Emrah Mazıcı, tarafından verilen “Endüstriyel Tesis İnşaatlarında Proje Yönetimi Kavramı ve Kazanılmış Değer Analizi” konulu ders ile Endüstriyel Tesisler alanında belki de bir çoğumuz için pek de aşina olmadığımız yeni kavram ve konularla tanışma fırsatını bulduk. Buna paralel olarak, özellikle yurtdışındaki Endüstriyel Tesis Projelerin ilk adımı olan yatırım kararından son adım devreye almaya kadar olan tüm süreçlerini örnek proje ve vakalarla görme fırsatını yakaladık. Ayrıca katılımcılar, sektördeki özellikle uluslararası alandaki son gelişmeler ve trendlerin neler olduğu konusunda bilgilenme fırsatını buldular.

Seminerin ikinci bölümünde, konuşmacımız Emrah Mazıcı, Proje Yönetimi Perspektifinde Kazanılmış Değer Analizi ve Uygulamalarının Endüstriyel Tesis Yapımında nasıl kullanılabileceğini örnekler kullanarak katılımcılarla paylaştı. Aslında dünyadaki uygulamaları pek de eski olmayan ancak Türk firmaları tarafından yakın geçmişte daha yoğun bir şekilde kullanılmaya başlanan yöntemin performans ölçümü ve ilerleme takibi konusundaki faydalarını görmüş olduk.

Dersin sonunda konuşmacımız Emrah Mazıcı ve katılımcılar, Endüstriyel Tesisler alanında Türk müteahhitlik firmalarının önündeki en önemli eşik olan EPC hizmetler kapsamındaki Mühendislik ve Tedarik / Satınalma hizmetlerindeki gelişim fırsatları konusunda karşılıklı fikir alışverişi yaptılar. Sonuç olarak özellikle Mühendislik hizmetlerinin nasıl yapılabileceği ve bunun için uygun bir eko-sistemin nasıl oluşturabileceği tartışmasıyla seminer tamamlandı.

Bu vesile ile Emrah Mazıcı’ya değerli katkılarından dolayı teşekkür etmek istiyorum. Bizleri bu kavramlarla tanıştırarak birçoğumuz için yeni sayılabilecek konularda ufkumuz açtı.

Seminerlerimiz gelecek dönemde yeni konu ve konuşmacılarla devam edecek

2014’de keyifle dinlediğim parçalar ve sanatçılar

2014’de keyifle dinlediğim parçalar ve sanatçılar
(Önceki yıllarda yayınlanan parçarı da içerir)
Overkill – Colin Hay (Men At Work’un solisti)

2014’de çok severek okuduğum ve tavsiye edebileceğim 33 kitap

2014 yılında okuduğum 150’nin üzerinde kitap arasında büyük keyif aldığım ve herkese tavsiye edebileceğim 33 kitap
Gelecek – Al Gore
Kafamda Bir Tuhaflık – Orhan Pamuk
Denemeler – Montaigne (Her yıl bir kez gözden geçirilmesi gereken bir kitap)
İncelenen Hayatlar – Stephen Grozs
İç Dünyamdan Notlar – Paul Auster
Şimdi ve Burada – Paul Auster ve J.M. Coetzee’nin Mektuplaşmaları
Not Defteri – Anton Çehov (Çehov’un not defterlerinden derlenmiş)
Terapi Olarak Sanat – Alain De Botton
Ateistler İçin Din – Alain De Botton
Düşüncenin Çağrısı – Kant – Schopenhauer – Heideger
Sartre Sartre’ı Anlatıyor (Maalesef yeni basımı yok, bir sahafta bulmuştum)
Rastgele Ben – Engin Geçtan
İstanbul Kırmızısı – Ferzan Özpetek
Söyleşiler – Nuri Bilge Ceylan
Yakın Plan Haneke – Thomas Assheuer
Theo’ya Mektuplar – Vincent Van Gogh
Yengeç Adımlarıyla – Umberto Eco
Günlük Yaşamdan Sanata – Umberto Eco
Milena’ya Mektuplar – Kafka (Kimbilir kaçıncı kez) 🙂
Dönüşüm – Kafka (Kimbilir kaçıncı kez) 🙂
Aşkın Celladı – Irvin D. Yallom (Psikoterapi Öyküleri)
Fotograf Üzerine – Susan Sontag
Fotocep – Ara Güler
Yaşamın Ucuna Yolculuk – Tezer Özlü
Yeryüzüne Dayanabilmek İçin – Tezer Özlü
İskambil Destesi – Murathan Mungan
Yalnız Seni Arıyorum – Orhan Veli
Günlük Ritüeller – Büyük Eserlerin Yaratıcıları Nasıl Çalışır – Mason Currey
Dünyadaki İsyanların Anlamları – Slavoj Zizek
İş Hayatı Futboldan Ne Öğrenir – Ahmet Şerif İzgören
Yeni Dijital Çağ – Eric Schmidt
Yeni Medya – Serdar Turgut
Aile Çay Bahçesi – Yekta Kopan

Bugünün ve Geleceğin İş Dünyası Bizlerden Neler Bekliyor?

Kendi içimizdeki ve dışımızdaki değişime nasıl ayak uyduracağız, geleceği ne şekilde öngörebiliriz, bugünün ve geleceğin iş dünyası bizlerden neler bekliyor, başarının değişmez kuralları nelerdir ve benzeri konuları Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi öğrencileri ile konuşacagız. 25.12.2014 Saat: 15.00 İnşaat Fakültesi DZ 101 Nolu Anfi

https://www.facebook.com/events/764320196981398/

Ustadanciraga 2014

2014’de En Beğendiğim 25 Film

2014’de seyrettiğim yaklaşık 150 film içinde en beğendiğim 25 film. Bir yerlerde seyretme fırsatınız olursa mutlaka seyredin derim.
Kış Uykusu
İnsanları Seyreden Güvercin (A Pigeon Sat On A Branch Reflecting On Existence)
Ida
Aşk (Her)
Muhteşem Güzellik (La Grande Belezza)
Nymphomaniac 1-2
Mandalinalar (Mandariniid – Tangerines)
Çocuk Pozu (Child’s Pose)
Meydan (The Square)
Dünyada 20.000 Gün (20.000 Days On Earth)
Köksüz
Kırık Çember (The Broken Circle)
İki Gün Bir Gece (Deux Jours, Une Nuit)
Özgürlük Dansı (Jimy’s Hall)
Körlük (Blind)
Mommy
Whiplash
Dile Veda (Goodbye To Language)
Timbuktu
Eve Dönüş (Coming Home)
Dünyanın Efendisi (Master Of The Universe)
Kürklü Venüs (Venus in Fur)
Stray Dogs
Magic In The Moonlight
Disappearence Of Eleanor Rigby

İnşaat Sektöründe Maliyet Yönetimi

Beykent Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsündeki bu haftaki dersimin konusu: “İnşaat Sektöründe Maliyet Yönetimi” Konuk Konuşmacı İlke Göktürk Bozkurt
Tarih: 25.11.2014 Saat 19.00 Yer: Beykent Üniversitesi Taksim Yerleşkesi 407 Nolu Sınıf Katılım Ücretsiz
Detaylı bilgi için cem@cemkafadar.com adresinden bana ulaşabilirsiniz.

49 yılın sonunda kişisel bir not

İnsanın yaşadığı süre ile bu dünyadaki varlığının değeri arasında nasıl bir ilişki vardır, o anki yaşı itibarı ile başarılı olup olmadığı, mutlu olup olmadığı nasıl ölçülebilir konusunda çok kafa yormuşumdur.

İnsanların içinde bıraktığın iyi hislerin toplam süresi yaşadığın süreden fazla ise varlığın bu dünya için değerli. Birinde yarattığın iyi hissin o kişiden başkalarına geçiyorsa bu süreler de toplam süreye eklenebilir. 49 yılda bunu gerçekleştirebildi isem kendi kendime iyi ki doğdum diyebilirim.

Bir insanın ürettiklerinin diğer insanların yaşamını kolaylaştırdığı toplam süre yaşadığı sürenin üzerine çıkıyorsa o insan kesit itibarı ile başarılıdır diye düşünüyorum. 46. yılımın sonunda böyle bir hesap dökümü yapmıştım. 🙂

Aldığın sürenin içine daha uzun bir hayat sığdırabildi isen mutlusun. 60 yaşında bir insan yüzeysel bir hayat yaşayıp bu süreye sadece kendisine verilen 60 yılı sığdırdı ise mutlu olmadığını düşünürüm oysa derinliğine bir hayat sürdürüp daha çok insan tanıyıp, daha çok anı biriktirip, daha çok kitap okuyup, daha çok film seyredip, daha çok çalışıp bu 60 yıla 160 yıl sığdırabildi ise o insan mutludur derim kendi kendime. Bunu ölçebilmek mümkün değil ama insan böyle bir hedef ile yola çıkıyorsa ne kadar acı çekse de, dünyanın boktan bir yer olduğunu erken yaşlarda fark etmiş olsa da mutlu olmaması mümkün değil bence…

İşte bu duygularla ilk yarım asrımın son senesine giriyorum. 🙂