Michel Foucault (15 Ekim 1926 – 25 Haziran 1984), Fransız düşünür, sosyal teorist, tarihçi, edebiyat eleştirmeni, antropolog ve sosyolog.
1. Dışarıda bırakılmak içeri kapatılmakla aynı şeydir.
2. Kim olduğumu bilmenin gerekli olduğunu düşünmüyorum. Yaşamın ve çalışmanın temel yönelimi, başlangıçta olmadığınız başka biri haline gelmektir.
3. Dünya, yöneticileri psikologlar ve halkı da hastalar olan büyük bir tımarhanedir.
4. Tımarhane ve hapishane, iktidarların sopası olmuştur tarihte.
5. İktidar, öncelikle boyun eğdirilmiş bedenler yaratmayı amaçlar.
6. Sonunda tek gerçek vatan, insanın ayağını basabileceği tek toprak, başını sokabileceği, sığınabileceği tek ev çocukluğundan itibaren öğrendiği dildir.
7. Delilik, hakikat ve dünyadan çok, insanın algılayabildiği kendi gerçekliği ile ilgilidir.
8. Hapishanelerin, fabrikalara, okullara, kışlalara, hastanelere ve bütün bunların da hapishanelere benzemesi şaşırtıcı değil mi?
9. Ruh bedenin hapishanesidir.
10. Erdem kendimize karşı sorumluluklarımızdır, topluma değil.
11. Normal insan kurgudur.
12. Bir yerde herkes birbirine benziyorsa; orada kimse yok demektir.
13. Günümüzün sorunu artık ne olduğumuzu keşfetmek değil, olduğumuz şeyi reddetmektir.
14. Sana kendin hakkında dürüst tavsiyelerde bulunan iyi bir hakikat anlatıcısı, senden nefret etmediği gibi, seni sevmez de.
15. Kim olduğumu sorma ve benden aynı kalmamı bekleme. (…) Belgelerimizin düzenli olup olmadığıyla ilgilenmeyi bürokratlarımıza ve polisimize bırakalım.
16. İnsanların içinde yaşadıkları kuralları ve düzenli toplumun kurallarını biliyordum, ama ben kendimi onlardan daha bilge olarak değerlendiriyordum ve insanları şerefsiz ve utanç verici yaratıklar olarak görüyordum.
17. İktidar her yerdedir, direniş de.
Tag Archives: Kitaplar
Bir çırpıda okuyabileceğiniz 13 klasik eser
Stefan Zweig – Satranç
Albert Camus – Yabancı
Dostoyevski – Yeraltından Notlar
Tolstoy – İtiraflarım
Franz Kafka – Dönüşüm
Sabahattin Ali – Kürk Mantolu Madonna
Fernando Pessoa – Başıboş Bir Yolculuktan Notlar
Anton Çehov – Vişne Bahçesi
Hermann Hesse – Siddhartha
John Steinbeck – Fareler ve İnsanlar
Antoine de Saint-Exupery – Küçük Prens
Goethe – Genç Werther’in Acıları
George Orwell – Hayvan Çiftliği
Yazarların mutluluğa dair düşünceleri
Mark Twain: “Akıl sağlığı ile mutluluk, imkansız bir kombinasyondur.”
Leo Tolstoy: “Mutluluk bir alegori, mutsuzluk ise hikayedir.”
Ayn Rand: “Kendinize değer vermeyi öğrenin; ki bu, mutluluk için mücadele etmek de demektir.”
Charlotte Bronte: “Paylaşılmamış bir mutluluğa, mutluluk demek güçtür; hiçbir tadı yoktur bunun.”
Hunter S. Thompson: “Mutlu olmak için başkalarının kalbine ve zihnine muhtaçken, kendinize nasıl saygı duyabildiğinizi anlamıyorum.”
Haruki Murakami: “Ama en iyinin ne olduğunu kim söyleyebilir ki? Bu sebeple mutlu olma şansını yakaladığın her seferinde, ona tutunmalı ve diğer insanları kafana çok da fazla takmamalısın. Deneyimlerime dayanarak diyebilirim ki, insanın karşısına böyle bir şans, hayatı boyunca iki ya da üç defa çıkar ve eğer onları kaçırırsak hayatımızın geri kalanında bunun için pişmanlık duyarız.” (İmkansızın Şarkısı)
Ernest Hemingway: “Zeki insanın mutluluğu, bildiğim en nadir şeydir.”
Kurt Vonnegut: “Ve lütfen mutlu olduğunuzda bunu fark edin; ve haykırın ya da mırıldanın ya da sadece düşünmekle yetinin, ‘Eğer bu muhteşem değilse, muhteşem olan nedir ki!’”
Robert Louis Stevenson: “Mutlu olma ödevi kadar küçümsediğimiz başka hiçbir ödev yoktur. Oysa mutluyken dünyaya anonim iyilik tohumları ekeriz.”
Fyodor Dostoyevski: “İnsan yalnızca dertlerini saymaktan hoşlanır, mutluluklarını ise saymaz.”
Sylvia Plath: “Daima hareket halinde ve mutlu olmak ile içime dönerek pasif ve hüzünlü olmak arasında bir tercih yapabilirim. Ya da bu ikisi arasında sekerek aklımı yitirebilirim.”
Jane Austen: “Hak ettiğimden daha fazla mutlulukla karşılaştığımda, bundan dolayı memnun olmayı öğrenmek zorundayım.” (Gurur ve Önyargı)
Douglas Adams: “Mutlu olmayı, haklı olmaya tercih etmeyeceğim tek bir gün yok.” (Otostopçunun Galaksi Rehberi)
Gillian Flynn: “Dünyaya gösterdiğin yüz, ona sana nasıl davranması gerektiğini de söyler.”
Charles Dickens: “Mutluluk bir armağandır ve işin sırrı onu beklemekte değil, geldiğinde memnun olmaktadır.” (Nicholas Nickleby)
Victor Hugo: “Yaşam en yüce mutluluğu, sevildiğine ikna olmuş kişiye sunar; kendisi olduğu için sevilmiş – hatta diyebiliriz ki, kendisine rağmen sevilmiş kişiye.”
Stephen King: “Mutluluk, mümkün olduğunda, incelenmeden bırakılmalıdır.” (Şeffaf)
Margaret Atwood: “Mutluluk etrafı camdan duvarlarla çevrili bir bahçedir: Ne girişi vardır, ne de çıkışı.” (Kör Suikastçı)
Jack Kerouac: “Mutluluk, her şeyin muazzam bir garip rüya olduğunu fark etmeye bağlıdır.” (Yalnız Gezgin)
Aldous Huxley: “Gerçek mutluluk, mutsuzluğun telafileriyle kıyaslandığında, oldukça sefil görünür. Ve elbette, istikrar, istikrarsızlığın ihtişamının yanına bile yanaşamaz.” (Cesur Yeni Dünya)
Virginia Woolf: “Mutluluğu melankoliden ayıran çizgi, bir bıçak ağzından daha kalın değildir.” (Orlando)
Paulo Coelho: “Eğer daima an’a odaklanmayı başarırsan, mutlu bir adam olursun.” (Simyacı)
Edith Wharton: “Kafanı mutlu olmaya takmadığın sürece, iyi vakit geçirmenin önünde hiçbir engel göremiyorum.” (The Last Asset)
Maya Angelou: “Eğer içinizde tek bir gülümseme kaldıysa, onu sevdiğiniz insanlara ayırın.”
Alexandre Dumas: “Gururlu değilim ama mutluyum. Ve mutluluk insanı kör eder; bana kalırsa, gururdan bile daha fazla üstelik…” (Monte Cristo Kontu)
Roald Dahl: “Eğer iyi niyetliyseniz, niyetiniz yüzünüzde bir güneş gibi ışıldayacak ve böylece her zaman sevimli görüneceksiniz.”
George Orwell: “İnsanlık özgürlük ile mutluluk arasında tercih yapmak zorundadır ve insanların büyük çoğunluğuna mutluluk daha uygundur.” (1984)
Gabriel Garcia Marquez: “Mutluluğun tedavi edemediği bir şeye hiçbir ilaç çare olamaz.” (Aşk ve Öbür Cinler)
Vladimir Nabokov: “Ve yine de mutluyum. Evet, mutlu. Yemin ederim. Yemin ederim ki mutluyum… Biraz bayağı, biraz da hilebazmışım, kayda değer yönlerimi -hayal dünyamı, bilgeliğimi, edebi yeteneğimi…- kimse takdir etmiyormuş, ne fark eder. Kendime gözümü ayırmadan bakabildiğim için mutluyum; aslında kendine bakmak hemen herkes için ilgi çekicidir- evet, kesinlikle ilgi çekici!.. Mutluyum- evet, mutlu!” (Göz)
Kaynak: Sabit Fikir
En güzel seyahat
En güzel seyahat, insanın içine yaptığı seyahattir, onun için de kitaplar yeterlidir.
Hangi kitap iyidir, hangi film seyredilmelidir diye düşünenler için kısa bir not
Okuduğunuz kitap, seyrettiğiniz film sizin dünyayı daha iyi anlamanıza ve beraberinde dünyayı daha güzel bir yer yapmanıza imkan veriyor mu? Bu soruya evet diyebiliyorsam, o kitap, o film iyidir benim için. Yoksa eleştiri yazarlarının öyle uzun uzun yazdıkları fazla da etkilemez beni.
Tolstoy’un 11 Aralık 1881 günkü günlüğünden

“Asıl arzum her şeyi başkalarına dağıtmak ve kendi kendime yetmek. Yani ihtiyaçlarımı mümkün olduğu kadar sınırlamak ve aldığımdan çok vermek… Bütün gücümü bu amaca yönlendirmek ve bunu yaşamımın maksadı ve neşesi olarak görme (…) Yaşama, yeme içme ve giyinme gayet sade. Yapay olan her şeyi – piyano, mobilya, arabalar, arabalar – sat ya da birilerine ver. Yalnızca herkesle paylaşılabilecek bilim ve sanat üzerinde çalış. Validen sokaktaki dilenciye kadar herkese aynı şekilde davran. Tek amaç mutluluk – kendinin ve ailenin mutluluğu… Bu mutluluğun çok az şeyle yetinmek ve başkalarına iyilik etmekten oluştuğunu bil.”