İnşaat sektörünün neden radikal bir değişime ihtiyacı var?

Tüm dünya hızla değişirken, inşaat sektörü neden aynı yerde sayıyor? Uygulanan teknolojiler, kullanılan malzemeler ve iş yöntemleri ne yazık ki yıllar, hatta yüzyıllar öncesinin izlerini taşıyor. Ancak, çağımızın gereksinimleri – iklim değişikliği, şehirleşme, enerji krizleri – daha dinamik, esnek ve inovatif çözümler talep ediyor. Eğer sektör, kendisini sürdürülebilirlik, verimlilik ve inovasyon ekseni etrafında dönüştüremezse, inşa ettiği yüksek binalar ve geniş yollar, yarının enkazları olacak. İnşaat endüstrisi sadece yapılarını değil, kendini de inşa etmek zorunda ve bu inşaatın temeli radikal bir değişim olmalı. Eğer bu temel doğru atılmazsa, sadece yapılarımız değil, geleceğimiz de çatırdamaya başlayacaktır. 

İşte bu köklü değişimi hızlandıran ve sektörün eski yöntemlerle oyalanacak zamanı kalmadığını haber veren yirmi neden:

Okumaya devam et

İnşaat Firmasının Takım Çantası: Prosedürler

Prosedürleri bir inşaat firmasının takım çantasına benzetirim. İstediğimiz her aleti bulabileceğimiz kapsamlı bir takım çantası. İçindeki ekipmanların hepsine bir anda ihtiyacımız olmuyor ama bir tornavida eksik olduğunda bütün sistem kilitlenebiliyor.

Sahada bir imalatı kontrol ederken, iş programından bir rapor üretirken, ambarın stok kontrolünü yaparken, iş sağlığı ve güvenliği standartlarını uygularken, tedarik zincirimizi yönetirken, yeni bir takım arkadaşını kadromuza alırken, projemizin risklerini değerlendirirken, kalite kontrolü nasıl yapacağımızı planlarken yanımızda prosedürümüz varsa yanlış yapma olasılığınız çok az. 

Peki o zaman inşaat projelerinde olmazsa olmaz prosedürler hangileridir? Ben öncelikli olarak düşündüğüm kırk tanesini yazdım. Bu sayıyı işin yapısına ve gereksinimlerine göre çoğaltmak veya azaltmak mümkün. Bakalım takım çantamızda neler var?

Okumaya devam et

Yeni nesil lider adayına mektup

Yeni nesil lider adayına mektup

Hızla değişen, üç sene sonrasını dahi öngöremediğimiz bir dünyada gelecek algımız da değişti, gelecek aslında bugün yaklaşımı öne çıktı. Bugünü ve yarını şekillendirecek iki büyük eğilim, dijitalleşme ve sürdürebilirlik hızla iş dünyasının, hatta yaşamın devamlılığının merkezine oturan iki güçlü kavram oldu. Sadece iş dünyasında değil, hayatın her alanında içinde bulunduğumuz dönüşüm sürecine önderlik edecek liderlere ihtiyacımız var. Bilgi ve iletişim teknolojisi mevcut ezberlerimizi bozarken kurumlardaki hiyerarşiden bağımsız değişime yön verebilen liderlere gereksinimimiz arttı. Peki bu liderleri nasıl, nereden bulacağız, daha da önemlisi yeni dünyanın kaotik düzeninde onlardan ne şekilde hareket etmelerini beklemeliyiz? Gelin yeni nesil lider adayına uzun zamandır unuttuğumuz, en eski iletişim araçlarından biriyle seslenelim. Mektupla. Ama bu mektubu sadece liderimiz okumayacağı, dergimizin okurları da okuyacağı için çok fazla detaylara girmeden post-it notları tadında, kısa konu başlıkları üzerinden bir kontrol listesi gibi yazalım. Lider dostumuz dilediği zaman tekrar okusun, yaptığını düşündüklerinin yanına kırmızı kalemle tik atsın, kafasının takıldıklarının köşesine küçük bir soru işareti koysun, inanmadıklarının üzerini çizsin. Ama üstünü çizdiklerini altta yine okuyabilsin.

Okumaya devam et

Yurt dışında iş bulmak isteyenler için öneriler

Yurt dışında iş bulmak isteyenler için öneriler

Avrupa’da nüfusun yaşlanmasıyla beraber artık sadece mavi yaka değil beyaz yaka personele olan talep de geçmiş yıllara oranla arttı. İletişim imkanlarının gelişmesiyle bugün arayışta olan firmalara ulaşmak daha kolay ancak şimdi de başvuruların arasından sıyrılmak için kişinin kendini iyi yetiştirmesiyle birlikte birtakım incelikleri bilmesi gerektiriyor.

Tüm iş arayışlarının üç ana aşaması vardır.

  • Ön araştırma
  • Özgeçmiş hazırlama
  • Mülakat

Yurtdışında bir iş bulmayı hedeflediğimizde işler biraz değişiyor. Mevcut çalışmanın yanına hazırlık yapılması gereken yeni konular da ekleniyor.

Okumaya devam et

Proje finansmanında çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişimin önemi

Bu yazıda ESG (Enviromental, Social, Governance) kriterleri çerçevesinde inşaat projelerinin finansmanını konunun uzmanı, değerli dostum inşaat mühendisi Cihan Değer bizlere anlatacak. 

1) Cem Kafadar: Yurtdışı finansmanlı projelerde ESG ya da Türkçe çevirisiyle ÇSY (Çevre, Sosyal ve Yönetişim) kriterlerinin rolü nedir?

Okumaya devam et

Kriz Dönemlerinde İnşaat Firmaları İçin Ayakta Kalma Stratejileri

Kriz dönemleri, hele ki bizim gibi bu süreçleri biraz daha uzun ve daha sancılı yaşayan ülkelerde inşaat firmaları için büyük zorluklar yaratır. Kırk yıla yaklaşan meslek hayatımın büyük bir kısmı ne zaman bitecek diye beklediğim farklı durgunluklarla geçti. Ekonomik belirsizliklerin, doğal afetlerin, tedarik zinciri sorunlarının, pandeminin projelerin duraksamasına, maliyetlerin artmasına ve iş gücünde aksamalara neden olduğuna fazlasıyla tanık oldum. Ancak bu zorlu dönemlerde ayakta kalan, hatta büyüyen, bu süreci fırsata çeviren çok firma da gördüm. Böyle zamanlarda küçük olmak, hareket serbesitesi sağlaması açısından avantaj sağlasa da büyük olup doğru stratejilerle krizleri aşanlar da var. Peki nedir bu doğru stratejiler? 

Okumaya devam et

İnşaat Firmaları İçin Yeteneği Çekmenin ve Elde Tutmanın 12 Yolu

İnşaat projeleri süreli olduğundan proje sonlandığında firmanın elinde çalışan için uygun bir iş yoksa çoğunlukla el sıkışarak yollar ayrılır. Bazen de çalışan firmada istediğini bulamadığı için farklı arayışlara geçebilir. Hele ki kritik bir pozisyonda işi ortada bırakarak gidiyorsa vereceği zararı ölçümlemek mümkün değildir. Doğru kurgulanmış bir insan kaynakları yönetimi yetenekli çalışanları bulup, çektiği gibi ve uzun vadede bağlılıklarını artırma noktasında da önemli bir rol oynar. Peki, inşaat firmaları nitelikli personelini elde tutmak için neler yapmalı? İşte inşaat sektöründe doğru bir yetenek yönetimi konusunda izlenmesi gereken yollar:

Okumaya devam et

İş hayatını anlamak için iş yönetim kitapları yerine hangi klasikleri okumalıyız?

Hemen baştan söylemek istiyorum, bir konuda yanlış anlaşılmak istemem. Edebi eserleri doğrudan bir şeyleri öğrenmek için okumaya kalktığımızda hem öğrenmemiz mümkün değil hem de bu bakış açısıyla kitapları değersizleştirmiş oluruz. Yazıma bu başlığı atıp, böyle bir cümleyle başlamanın ciddi bir çelişki olduğunun farkındayım. O zaman eserlere ve kahramanlara geçmeden bu konuyu biraz açayım. Kurgu kitapları ilk okuduğumuzda kendimizi sayfaların arasına bırakarak, bizi götürdükleri yerlere yolculuk yapmak, yeni karakterler, yeni dünyalar, yeni bakış açıları keşfetmek büyük bir keyif. Ancak ilk okuyuşumuzda aldığımız derin hazzın ardından yapacağımız sonraki okumalarla farklı noktalara odaklanabiliriz. Tarihi bir okuma, sosyolojik bir okuma ya da cinsiyet ayrımcılığı üzerinden bir okuma gibi kurguyu öncelikli kılmadan yapılacak okumalar bize farklı perspektifler kazandıracaktır. Zaten klasikleri klasik yapan da bize farklı fırsatlar yaratabilme kapasitelerinde değil mi? 

Okumaya devam et

İnşaat sektöründeki oyuncuların ezber bozan 2025 dilekleri

Gezegende en çok kararların alındığı, dileklerin havada uçuştuğu günlerdir yılbaşları. Ocak’ın üçüncü haftasına gelmeden de bu başlangıçların çoğunu unutur ve yine önceki yılın aralık ayındaki normalimize geri döneriz. 2024 kararlarım, daha çok spor, daha çok müze gezisi ve sohbet robotlarıyla daha fazla zaman geçirmekti. Maalesef müze gezisinde bu yıl da sınıfta kaldım, sporda da kanaat notuyla geçebildim diyebilirim. Ama sohbet robotları, yıl boyunca düşünce ortağım oldular. Yeni bir projeye başlarken mutlaka onlara danıştım. Bu seneki hedeflerim de üç aşağı beş yukarı geçen yılki gibi. İş yoğunluğum izin verirse, üç yıldır üzerinde çalıştığım hikâye dosyamı 2025’te sonlandırmak istiyorum. Biraz daha asılmak için buraya da not düşüyorum. Bakalım bu yılki performansım nasıl olacak?

Kararlar ve hedefler çöplüğüne dönen yılbaşlarında bir de biraz daha irrasyonel olan dileklerimiz var. Zaman içinde çoğu klişeleşse de her zaman bana daha içten görünürler. En azından ezbere söylenmeyenler. “Tüm hayallerinizin gerçekleştiği bir yıl olsun” gibi olmayanlar. Ne tuhaf bir dilek? Hepsi bu yıl gerçekleşirse gelecek yıllara ne kalacak? 

İnşaat sektörünün daha çok iş yapmak, daha büyük karlılıklara ulaşmak beklentisini bir kenara koyduğumuzda, yeni yıl hedefi ne olabilir? İlk aklıma gelen cevap: “Her şeyin dönüştüğü yeni dönemde taşları yerine oturtmak.” Peki, bu dev sektörü oluşturan insanlar ve organizasyonlar, bunun için ne yapmalı? Hedefleri ve dilekleri ne olmalı? 2025 ajandalarının ilk sayfalarına yıl içinde dönüp dönüp bakabilecekleri hangi notları almalı?

Okumaya devam et

Neden çok sayıda yüksek öğrenim diplomalı mesleksiz işsizle karşı karşıyayız?

İş hayatımdaki kırk yıl içinde gördüğüm en büyük sıkıntı, bunu belki ikiz sıkıntılar diye de tanımlamak daha doğru olacak. İlki, firmaların istenen özellikte çalışanlara ulaşmakta yaşadığı zorluk. İş dünyasının en değerli kaynağı olan nitelikli insana erişim güçleştikçe buna paralel olarak gelişmenin de, başarılı girişimlerin de, ilerlemenin de hızı düşüyor. Diğeri ise bunun bir ölçüde ters simetrisi gibi düşünebileceğimiz, insanların hayalleri ve kariyer hedefleriyle örtüşen firmalarda iş bulamaması. Aldıkları eğitimin, sahip oldukları donanımın boşa gittiği duygusunu yaşayan genç insanlar, topluma, kendilerine, geleceklerine küsüyorlar. Çözümü ya yurtdışında ya da kapasitelerinin daha altında bir işte çalışmakta arıyorlar. Peki suçlu kim? Sistem. Sistem kim? Biz. 1980’lerde de mekanizmanın iyi işlemeyen noktaları vardı. Bugün de var. Yarın da olacak. Değişen, sadece dertlerimiz. Buna belki de fazla şaşırmamak gerekiyor. Çünkü bir modelin doğru işlememesi, hatalar vermesi onun doğasında olan bir özelliği. Bütün modeller, biz insanlar gibi sürekli iyileştirmeye ihtiyaç duyuyor. O zaman ne yapmalıyız? Sorunumuzun kök nedenlerini bulmalıyız. Biraz herkesin kapısının önünü temizlemesi gerektiği yaklaşımıyla bakmalıyız. Bana bu yazıyı yazdıran da kafamın içinde dolaşan bu düşünceler. Belki bunları bir yerlere dökersem, birileri bir kenarından yakalayıp konuyu bir adım ileriye taşır umuduyla fikirlerimi kaleme aldım. Buradaki nedenlerin her biri detaylı bir makale, hatta kitap olabilecek potansiyeller barındırıyor. İnanıyorum ki, konunun üzerinde ne kadar çok tartışırsak, o kadar farklı yol keşfedeceğiz.

Okumaya devam et