Son on yılda savaş ve göçmenleriyle anılan Suriye’nin artık gayrimenkul yatırımlarıyla, altyapı çalışmalarıyla, modern şehir planlamalarıyla, yükselen yaşam standartlarıyla yeni bir kimlik kazanması ve inşai projelerle öne çıkması bekleniyor. 137 ülkede 522 milyar dolarlık projeye imza atmış dünyanın en büyük müteahhitlik devlerinden biri olan Türkiye, yeniden inşası için 400 milyar dolara ihtiyaç duyulan Suriye’de varlığını güçlü bir şekilde hissettirecek. Hatay’dan yola çıkan bir çimento kamyonu, Şam’a birkaç saat içinde ulaşabiliyor. Düşündüğümüzde bölgeye bu kadar hızlı malzeme tedariği sağlayabilecek başka bir ülke yok.
Okumaya devam etCategory Archives: İş Dünyası ve İK Notlarım
İnşaat projelerinde verimlilik
Şantiye Dergisi’nde yayınlanan röportajım
Şantiye: Bir inşaat projesinde “Verimlilik” denilince aklınıza ilk olarak ne geliyor?
Cem Kafadar: Verimlilik sözcüğüyle birlikte aklıma gelen ilk kavram “Zaman”… Zaman insanlara adaletli dağıtılan bir şey. Herkese eşit bir şekilde günde 86 bin 400 saniye verilmiş. Dava ise bunun nasıl kullanıldığı. Dikkatli bakıldığında başarılı olmuş, istediklerini gerçekleştirebilmiş, bir şeylere imza atabilmiş insanların ortak noktasının zamanı iyi kullanmak olduğu görülebilir.
Biz ise toplum olarak çok ve aşırı çalışmayı verimlilik ile karıştırıyoruz. Bunun arkasında, görüntüyü içerikten daha çok önemsememiz yatıyor. Bizde ha bire koşturan veya çalıştığı dosyadan kafasını kaldırmadan saatlerce çalışan bir profesyonel makbuldür; fakat o insanın ne kadar verimli çalıştığı pek irdelenmez… Önemli nokta budur.
Okumaya devam etMimarlık adayına mektup
Mimarlık Adayına Mektup
Neden sana böyle bir mektup yazıyorum diye sorabilirsin. Ben masamın üzerinde bana yazılmış bir mektup bulduğumda hemen bunu düşünürüm. Neden? Bir mimarlık sınıfına gelecekte hayallerini gerçekleştirecek bir mimar olmak istiyorlarsa bugünden neler yapmaları gerektiğine dair konuşma yapmak için davet aldığım gün bu fikir aklıma geldi. Klişe bir sunum yapıp, bilindik tavsiyeleri söylemek yerine onlara mektupla ulaşmak istedim. Daha önce yeni nesil lider adayı için böyle bir mektup formatında köşe yazısı yazmıştım. Şimdi bir benzerini mimarlık öğrencileri için yapacaktım. Günlük yoğunluklar, küçük küçük işlerin kurduğu büyük tuzaklar yazmama izin vermedi. Masamın başıma oturup bir türlü mektubuna odaklanamadım. Ama bu konu kafama bir kere takılmıştı. Sana daha önce yazılmış böyle bir mektup var mıydı araştırdım. Paul Jacques Grillo’nun “To the Young Designer” adlı çalışmasına ulaştım. Grillo benim bir türlü yazamadığım mektubu 1960 yılında yazmış ve “Form Function and Design” adlı kitabına koymuştu. Bu yayını merak edersen Amazon’dan bulabilirsin. Biraz daha araştırınca YEM Yayınlarından basılan Havva Alkan Bala’nın “Mimarlık Öğrencisi Misin?” isimli kitabında bu mektuptan alıntılara ulaştım. Bugün sana Grillo’nun öne çıkardığı noktalar üzerinden yazacağım. İlk fırsatını bulduğunda Bala’nın kitabını da temin edip okumanı tavsiye ederim. Keyifle okudum. Arada dönüp altını çizdiğim yerlere tekrar bakıyorum. Mektuba geçmeden Le Corbusier’in YKY tarafından basılan “Mimarlık Öğrencileriyle Söyleşi”si de kütüphanende bulunsun derim.
Okumaya devam etİş ararken sıklıkla yapılan yanlışlar
“Ciddi bir işsizlik ver ama nitelikli insanı bulmak da kolay değil.”
Eleman arayışında olan firma yetkililerinden sıklıkla duyduğum bir söz. Bu noktada ana sıkıntının üniversite bittikten sonra mezunların kendilerini yeterince yetiştirememelerinde olduğunu düşünürüm. Okul bilgisi geçmişte de tek başına yeterli olmamıştı ancak her şeyin hızla değiştiği bugün artık hiç değil. En karlı ve dönüşü yüksek olan yatırım borsa, döviz, kripto paralar değil, insanın kendisine yaptığı yatırım. Özellikle firmaların arayışlarında dile getirdikleri mesleki yazılımlara hakim olduğunuzda bir adım önde olup, işinizin kolaylaşabileceğini söyleyebilirim. Şöyle bir düşünün. Her şey istediğiniz gibi. İyi bir okuldan iki yabancı dili ana diliniz gibi konuşacak şekilde mezun oldunuz, mesleğinizin gerektirdiği programları üniversite yıllarında olabildiğince öğrendiniz, firmaların peşinizden koşacağı bir Linkedin profiline sahipsiniz. Rüya gibi bir kariyere başlamak için gün sayıyorsunuz. Ancak yaptığınız başvurular, bir türlü istediğiniz gibi sonuçlanmıyor. Belki kısa listeye seçiliyorsunuz ama sonrasında eleniyorsunuz. Aynı firmaya başvuran diğer aday sizin kadar donanımlı değil, herhangi bir torpili yok, fakat işi alıyor. O zaman bir yerlerde yanlış yapıyorsunuz demektir. Peki nedir bu yapılmaması gerekenler? Bunları, özgeçmiş-ön yazıda yapılan yanlışlar ve mülakat yanlışları olarak iki başlık altında toplayabiliriz
Okumaya devam etİnşaat Firmasının Takım Çantası: Prosedürler
Prosedürleri bir inşaat firmasının takım çantasına benzetirim. İstediğimiz her aleti bulabileceğimiz kapsamlı bir takım çantası. İçindeki ekipmanların hepsine bir anda ihtiyacımız olmuyor ama bir tornavida eksik olduğunda bütün sistem kilitlenebiliyor.
Sahada bir imalatı kontrol ederken, iş programından bir rapor üretirken, ambarın stok kontrolünü yaparken, iş sağlığı ve güvenliği standartlarını uygularken, tedarik zincirimizi yönetirken, yeni bir takım arkadaşını kadromuza alırken, projemizin risklerini değerlendirirken, kalite kontrolü nasıl yapacağımızı planlarken yanımızda prosedürümüz varsa yanlış yapma olasılığınız çok az.
Peki o zaman inşaat projelerinde olmazsa olmaz prosedürler hangileridir? Ben öncelikli olarak düşündüğüm kırk tanesini yazdım. Bu sayıyı işin yapısına ve gereksinimlerine göre çoğaltmak veya azaltmak mümkün. Bakalım takım çantamızda neler var?
Okumaya devam etİşe alım mülakatlarında bir adayın kişiliğini nasıl çözümleyebilirsiniz?
Bana çok sorulan sorudur; “Siz tek bir mülakat ile bir adayı nasıl bu kadar derinliğine analiz edip, raporlayabiliyorsunuz? Yeri geliyor, biz beş yıl beraber çalıştığımız arkadaşı bu kadar iyi tanımıyoruz.” Bu analizi yaparken o adayın iş verimliliğine etki edecek on kilit noktanın üzerine yoğunlaşıyoruz. 15 yıl içinde 500’ün üzerinde arkadaşı işe yerleştirdiğimizi düşünürsek bu kilit noktaların büyük ölçüde çalıştığını söyleyebilirim.
İşte o on kilit nokta…
Okumaya devam etYeni nesil lider adayına mektup
Yeni nesil lider adayına mektup
Hızla değişen, üç sene sonrasını dahi öngöremediğimiz bir dünyada gelecek algımız da değişti, gelecek aslında bugün yaklaşımı öne çıktı. Bugünü ve yarını şekillendirecek iki büyük eğilim, dijitalleşme ve sürdürebilirlik hızla iş dünyasının, hatta yaşamın devamlılığının merkezine oturan iki güçlü kavram oldu. Sadece iş dünyasında değil, hayatın her alanında içinde bulunduğumuz dönüşüm sürecine önderlik edecek liderlere ihtiyacımız var. Bilgi ve iletişim teknolojisi mevcut ezberlerimizi bozarken kurumlardaki hiyerarşiden bağımsız değişime yön verebilen liderlere gereksinimimiz arttı. Peki bu liderleri nasıl, nereden bulacağız, daha da önemlisi yeni dünyanın kaotik düzeninde onlardan ne şekilde hareket etmelerini beklemeliyiz? Gelin yeni nesil lider adayına uzun zamandır unuttuğumuz, en eski iletişim araçlarından biriyle seslenelim. Mektupla. Ama bu mektubu sadece liderimiz okumayacağı, dergimizin okurları da okuyacağı için çok fazla detaylara girmeden post-it notları tadında, kısa konu başlıkları üzerinden bir kontrol listesi gibi yazalım. Lider dostumuz dilediği zaman tekrar okusun, yaptığını düşündüklerinin yanına kırmızı kalemle tik atsın, kafasının takıldıklarının köşesine küçük bir soru işareti koysun, inanmadıklarının üzerini çizsin. Ama üstünü çizdiklerini altta yine okuyabilsin.
Okumaya devam etYurt dışında iş bulmak isteyenler için öneriler
Yurt dışında iş bulmak isteyenler için öneriler
Avrupa’da nüfusun yaşlanmasıyla beraber artık sadece mavi yaka değil beyaz yaka personele olan talep de geçmiş yıllara oranla arttı. İletişim imkanlarının gelişmesiyle bugün arayışta olan firmalara ulaşmak daha kolay ancak şimdi de başvuruların arasından sıyrılmak için kişinin kendini iyi yetiştirmesiyle birlikte birtakım incelikleri bilmesi gerektiriyor.
Tüm iş arayışlarının üç ana aşaması vardır.
- Ön araştırma
- Özgeçmiş hazırlama
- Mülakat
Yurtdışında bir iş bulmayı hedeflediğimizde işler biraz değişiyor. Mevcut çalışmanın yanına hazırlık yapılması gereken yeni konular da ekleniyor.
Okumaya devam etİş görüşmelerinde hangi doğru sorular sizi bir adım öne çıkarır?
İş görüşmelerinde hangi doğru sorular sizi bir adım öne çıkarır?
Yanıtları aramadan önce ilk görüşmede sorulmaması gereken zehirli sorulara bakmakta fayda var.
- Araç veriyor musunuz?
- İlk yılım tamamlanmadan yıllık izin kullanabilir miyim?
- Ücret dışı sosyal haklarım neler?
- Sağlık sigortası yapıyor musunuz?
- Servis güzergahınız nasıl?
Soruların ortak paydasını fark ettiniz mi? Hiçbiri yapacağınız işe yönelik, firmaya sağlayacağınız katkıya dair bir şey içermiyor. Hepsi sizin kişisel kazanımlarınızla ilgili. Oysa mülakat yapan kişinin öğrenmek istediği değerlerinizle, firmanın değerlerinin ne kadar buluştuğu? Doğru insan siz misiniz, yoksa kapının dışındaki öteki adaylar mı? İlk görüşmelerin amacı bu iş için uygun olup olmadığınızın anlaşılması, yaratacağınız katma değerlerin keşfedilmesidir. Yani biraz klişeleşmiş bir söylemle, “neden sizi işe alalım?” sorusunun tatmin edici yanıtlarını öğrenmektir. Yukarıdaki soruların mülakat yapan kişide önceliklerinize dair yaratacağı ilk algı, size sunulan pozisyonda hangi farklılıkları hayata geçirebileceğinizden çok kişisel kaygılarınızın her şeyin önüne geçtiği.
Okumaya devam etProje finansmanında çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişimin önemi
Bu yazıda ESG (Enviromental, Social, Governance) kriterleri çerçevesinde inşaat projelerinin finansmanını konunun uzmanı, değerli dostum inşaat mühendisi Cihan Değer bizlere anlatacak.
1) Cem Kafadar: Yurtdışı finansmanlı projelerde ESG ya da Türkçe çevirisiyle ÇSY (Çevre, Sosyal ve Yönetişim) kriterlerinin rolü nedir?
Okumaya devam et