Bilinmeyen adlı kullanıcının avatarı

About Cem Kafadar

1987 yılında İTÜ’den İnşaat Mühendisi olarak mezun oldu. 1987-2007 yılları arasında Koç Grubu ve Alarko’da orta-üst düzey yönetici olarak görev aldı. 2007’de yapı sektörüne yönelik danışmanlık hizmeti veren 1inşaat Danışmanlık firmasını kurdu. 2004-2012 yılları arası İnşaat Mühendisleri Odası’nda Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. 2014 yılından bu yana Beykent Üniversitesi’nde yüksek lisans öğrencilerine “Yapım Yönetimi” dersleri vermektedir. Ayrıca çok sayıda üniversite, STK ve firmalara “Proje Yönetimi” ve “Kariyer Yönetimi” eğitimleri vermiş ve vermeye devam etmektedir. Hayata Dair Notlarına blogu cemkafadar.net üzerinden ulaşabilirsiniz.

Yeni Mezun İnşaat Mühendisleri İçin Kariyer Mentorluk Programı

İlk işinizi bulmakta zorlanıyor musunuz?

Kariyerinize güçlü bir başlangıç yapmak ister misiniz?

Muhtemelen siz de zamanında benim dediğim gibi nereden bitti şu okul diyenlerdensiniz. Mezun oldunuz ama şimdi kafanız daha karışık.

  • CV’niz işverenlerin dikkatini çekmiyor mu?
  • LinkedIn profiliniz yeterince güçlü değil mi?
  • İş görüşmelerinde sizi öne çıkaracak küçük taktikleri biliyor musunuz?
  • Şantiye mi, ofis mi, proje yönetimi mi, kendi işiniz mi, akademi mi, yoksa e şıkkı hiçbiri mi? Kararınızı nasıl vermelisiniz?

Bu programla;

  • CV ve LinkedIn profilinizi güçlendirerek işverenlerin sizi fark etmesini sağlayacaksınız.
  • İnşaat sektöründe etkili iş arama yöntemlerini öğrenerek doğru iş ilanlarına başvuracaksınız.
  • Mülakat simülasyonları ile iş görüşmelerine hazırlanarak özgüvenli ve güçlü bir izlenim bırakacaksınız.
  • Şantiye ve ofis ortamına hızlı uyum sağlayarak ilk işinizde fark yaratacaksınız.
  • Uzun vadeli kariyer planınızı oluşturup doğru becerileri kazanarak geleceğinizi şekillendireceksiniz.

Özetle, mühendislik formülleriyle çözemediğiniz, o karmaşık görünen problemlerin aslında ne kadar basit olduğunu göreceksiniz. 🙂

Mentorluk Paketi İçeriği:

  • 4 hafta (4×2=8 saat) mentorluk programı (Yüz yüze veya online)
  • CV & LinkedIn incelemesi ve geliştirme
  • İş görüşmesi simülasyonu ve mülakat pratiği
  • İnşaat sektöründe yükselmek için stratejik yol haritası

Haftalık çalışma programı ve detaylı bilgi için: cemkafadar.net@gmail.com

Son zamanlarda seyrettiğim en iyi dram, en iyi oyuncu performansı: I am still Here, Fernanda Torres

“Dünyanın her yerinde aynı” dedi film arasında kadın yanındaki arkadaşına. Dünyanın her yerinde aynı mıydı 1970’ler? Yoksa bizim gibi ülkelerde mi böyle yaşanmıştı? Bu yıl en iyi yabancı film Oscar’ını alan “I Am still here” filmiyle Brezilya elli yıl sonra geçmişiyle yüzleşip o dönemki rejimin yaşattıklarını anlatırken bizim neden 70’lerimizle ilgili böylesine derinlikli, her kesimi sorgulayan, yaşadıklarımızı daha iyi anlamamızı sağlayan bir filmimiz olmadı diye düşünüyordum sinema salonundan çıkarken. Bu coğrafyanın kaderi miydi unutmak?

I am still here’ı, Fernanda Torres’ın inanılmaz performansını, gerçek bir hikayenin nasıl klişelere kaçmadan, ajitasyon tuzağına düşmeden olgun bir anlatımla sinemaya aktarılabileceğini mutlaka ama mutlaka seyredin derim. Central Station ve Motorsiklet Günlüğü filmlerinin yönetmeni Walter Salles yine muhteşem bir film yapmış

Türk inşaat firmaları için Suriye açılımı: Fırsatlar ve tehditler

Son on yılda savaş ve göçmenleriyle anılan Suriye’nin artık gayrimenkul yatırımlarıyla, altyapı çalışmalarıyla, modern şehir planlamalarıyla, yükselen yaşam standartlarıyla yeni bir kimlik kazanması ve inşai projelerle öne çıkması bekleniyor. 137 ülkede 522 milyar dolarlık projeye imza atmış dünyanın en büyük müteahhitlik devlerinden biri olan Türkiye, yeniden inşası için 400 milyar dolara ihtiyaç duyulan Suriye’de varlığını güçlü bir şekilde hissettirecek. Hatay’dan yola çıkan bir çimento kamyonu, Şam’a birkaç saat içinde ulaşabiliyor. Düşündüğümüzde bölgeye bu kadar hızlı malzeme tedariği sağlayabilecek başka bir ülke yok. 

Okumaya devam et

İnşaat projelerinde verimlilik

Şantiye Dergisi’nde yayınlanan röportajım

Şantiye: Bir inşaat projesinde “Verimlilik” denilince aklınıza ilk olarak ne geliyor?

Cem Kafadar: Verimlilik sözcüğüyle birlikte aklıma gelen ilk kavram “Zaman”… Zaman insanlara adaletli dağıtılan bir şey. Herkese eşit bir şekilde günde 86 bin 400 saniye verilmiş. Dava ise bunun nasıl kullanıldığı. Dikkatli bakıldığında başarılı olmuş, istediklerini gerçekleştirebilmiş, bir şeylere imza atabilmiş insanların ortak noktasının zamanı iyi kullanmak olduğu görülebilir.

Biz ise toplum olarak çok ve aşırı çalışmayı verimlilik ile karıştırıyoruz. Bunun arkasında, görüntüyü içerikten daha çok önemsememiz yatıyor. Bizde ha bire koşturan veya çalıştığı dosyadan kafasını kaldırmadan saatlerce çalışan bir profesyonel makbuldür; fakat o insanın ne kadar verimli çalıştığı pek irdelenmez… Önemli nokta budur.

Okumaya devam et

Mimarlık adayına mektup

Mimarlık Adayına Mektup

Neden sana böyle bir mektup yazıyorum diye sorabilirsin. Ben masamın üzerinde bana yazılmış bir mektup bulduğumda hemen bunu düşünürüm. Neden? Bir mimarlık sınıfına gelecekte hayallerini gerçekleştirecek bir mimar olmak istiyorlarsa bugünden neler yapmaları gerektiğine dair konuşma yapmak için davet aldığım gün bu fikir aklıma geldi. Klişe bir sunum yapıp, bilindik tavsiyeleri söylemek yerine onlara mektupla ulaşmak istedim. Daha önce yeni nesil lider adayı için böyle bir mektup formatında köşe yazısı yazmıştım. Şimdi bir benzerini mimarlık öğrencileri için yapacaktım. Günlük yoğunluklar, küçük küçük işlerin kurduğu büyük tuzaklar yazmama izin vermedi. Masamın başıma oturup bir türlü mektubuna odaklanamadım. Ama bu konu kafama bir kere takılmıştı. Sana daha önce yazılmış böyle bir mektup var mıydı araştırdım. Paul Jacques Grillo’nun “To the Young Designer” adlı çalışmasına ulaştım. Grillo benim bir türlü yazamadığım mektubu 1960 yılında yazmış ve “Form Function and Design” adlı kitabına koymuştu. Bu yayını merak edersen Amazon’dan bulabilirsin. Biraz daha araştırınca YEM Yayınlarından basılan Havva Alkan Bala’nın “Mimarlık Öğrencisi Misin?” isimli kitabında bu mektuptan alıntılara ulaştım. Bugün sana Grillo’nun öne çıkardığı noktalar üzerinden yazacağım. İlk fırsatını bulduğunda Bala’nın kitabını da temin edip okumanı tavsiye ederim. Keyifle okudum. Arada dönüp altını çizdiğim yerlere tekrar bakıyorum. Mektuba geçmeden Le Corbusier’in YKY tarafından basılan “Mimarlık Öğrencileriyle Söyleşi”si de kütüphanende bulunsun derim.

Okumaya devam et

İş ararken sıklıkla yapılan yanlışlar

“Ciddi bir işsizlik ver ama nitelikli insanı bulmak da kolay değil.” 

Eleman arayışında olan firma yetkililerinden sıklıkla duyduğum bir söz. Bu noktada ana sıkıntının üniversite bittikten sonra mezunların kendilerini yeterince yetiştirememelerinde olduğunu düşünürüm. Okul bilgisi geçmişte de tek başına yeterli olmamıştı ancak her şeyin hızla değiştiği bugün artık hiç değil. En karlı ve dönüşü yüksek olan yatırım borsa, döviz, kripto paralar değil, insanın kendisine yaptığı yatırım. Özellikle firmaların arayışlarında dile getirdikleri mesleki yazılımlara hakim olduğunuzda bir adım önde olup, işinizin kolaylaşabileceğini söyleyebilirim. Şöyle bir düşünün. Her şey istediğiniz gibi. İyi bir okuldan iki yabancı dili ana diliniz gibi konuşacak şekilde mezun oldunuz, mesleğinizin gerektirdiği programları üniversite yıllarında olabildiğince öğrendiniz, firmaların peşinizden koşacağı bir Linkedin profiline sahipsiniz.  Rüya gibi bir kariyere başlamak için gün sayıyorsunuz. Ancak yaptığınız başvurular, bir türlü istediğiniz gibi sonuçlanmıyor. Belki kısa listeye seçiliyorsunuz ama sonrasında eleniyorsunuz. Aynı firmaya başvuran diğer aday sizin kadar donanımlı değil, herhangi bir torpili yok, fakat işi alıyor. O zaman bir yerlerde yanlış yapıyorsunuz demektir. Peki nedir bu yapılmaması gerekenler? Bunları, özgeçmiş-ön yazıda yapılan yanlışlar ve mülakat yanlışları olarak iki başlık altında toplayabiliriz

Okumaya devam et

Depremde hangi binalar yıkılır?

Depreme yönelik çok şey yazıldı, çizildi. Ne yazık ki fay hatları ve depremin ne zaman olacağı gündemi daha fazla meşgul ettiği için yapıların deprem güvenliği konusu yeterince konuşulmadı ve toplumda sağlam yapı nasıl olmalı noktasında yeterli bilinç oluşmadı. Bu yazıda depremde yıkılan binalardan yola çıkarak yaşadığımız ya da satın alacağınız, kiralayacağınız konutlarda nelere dikkat edilmesi gerektiğini basit bir kontrol listesi mantığıyla anlatmak istiyorum.

Okumaya devam et

Çevik Yaklaşımların İnşaat Projelerinde Uygulanması

Hızla değişen dünyada teknolojinin getirdiği fırsatlarla belki biraz hantallaşıyoruz ama farkında olalım veya olmayalım bir şekilde çevikleşiyor, hızlanıyoruz. Daha fazlasını, daha kısa zamanda istiyoruz. Sektörler de yeni beklentilerimiz doğrultusunda eski çalışma modellerini yeniliyor; iletişimi, hızı, esnekliği, işbirliğini, müşteri taleplerini önceliğine alacak metodojiler üretiyor. Çeviklik bugünün dünyasının karşı koyamayacağımız, kaçınılmaz bir gerçeği. Yaşamımızın her alanında eski bildiklerinize fazla takılmayın, hatta unutabiliyorsanız, unutun, ancak bu şekilde dönüşümü gerçekleştirebilirsiniz diyen bir bakış açısıyla karşı karşıyız. Peki nispeten daha gelenekselci bir yapıya sahip olan, iç dinamikleri farklı çalışan, hız için her riski göze almaktan çekinmeyen inşaat sektörü çeviklik konusuna nasıl yaklaşıyor? İnşaat projelerinin yönetiminde çevik bakış açısını ne şekilde kullanabilir, neleri önceliklendirebilir? Bu yazıyı okurken şöyle düşünüyor olabilirsiniz, ben yazarken düşündüm: 😊 “Ortada çeviklik söyleminin olmadığı günlerde biz sektör olarak kuralları pek sevmeyen yapımızla zaten fazlasıyla çeviktik.” Bu yaklaşım biçimi çevik anlayışa verilebilecek en büyük zarar.  Çünkü çeviklik, hadi hemen, planımız olmasa da işe başlayalım, tıkanırsak nasıl olsa projeyi yaparken çözeriz demek değil.

Okumaya devam et

İnşaat sektörünün neden radikal bir değişime ihtiyacı var?

Tüm dünya hızla değişirken, inşaat sektörü neden aynı yerde sayıyor? Uygulanan teknolojiler, kullanılan malzemeler ve iş yöntemleri ne yazık ki yıllar, hatta yüzyıllar öncesinin izlerini taşıyor. Ancak, çağımızın gereksinimleri – iklim değişikliği, şehirleşme, enerji krizleri – daha dinamik, esnek ve inovatif çözümler talep ediyor. Eğer sektör, kendisini sürdürülebilirlik, verimlilik ve inovasyon ekseni etrafında dönüştüremezse, inşa ettiği yüksek binalar ve geniş yollar, yarının enkazları olacak. İnşaat endüstrisi sadece yapılarını değil, kendini de inşa etmek zorunda ve bu inşaatın temeli radikal bir değişim olmalı. Eğer bu temel doğru atılmazsa, sadece yapılarımız değil, geleceğimiz de çatırdamaya başlayacaktır. 

İşte bu köklü değişimi hızlandıran ve sektörün eski yöntemlerle oyalanacak zamanı kalmadığını haber veren yirmi neden:

Okumaya devam et

İnşaat Firmasının Takım Çantası: Prosedürler

Prosedürleri bir inşaat firmasının takım çantasına benzetirim. İstediğimiz her aleti bulabileceğimiz kapsamlı bir takım çantası. İçindeki ekipmanların hepsine bir anda ihtiyacımız olmuyor ama bir tornavida eksik olduğunda bütün sistem kilitlenebiliyor.

Sahada bir imalatı kontrol ederken, iş programından bir rapor üretirken, ambarın stok kontrolünü yaparken, iş sağlığı ve güvenliği standartlarını uygularken, tedarik zincirimizi yönetirken, yeni bir takım arkadaşını kadromuza alırken, projemizin risklerini değerlendirirken, kalite kontrolü nasıl yapacağımızı planlarken yanımızda prosedürümüz varsa yanlış yapma olasılığınız çok az. 

Peki o zaman inşaat projelerinde olmazsa olmaz prosedürler hangileridir? Ben öncelikli olarak düşündüğüm kırk tanesini yazdım. Bu sayıyı işin yapısına ve gereksinimlerine göre çoğaltmak veya azaltmak mümkün. Bakalım takım çantamızda neler var?

Okumaya devam et