Uykunun, dışkının, yediklerinin kalitesi iyi ise yaşamının da kalitesi iyidir. 🙂
Category Archives: Kısa Düşünceler
Güvende iken bile nedir bizi böylesine korkutan?
İlk insan çıplak olduğunu hissedince korku hissetti ve böyle başladı insanın korkuyla tanışması. Korku duygusu ile kendini korumayı öğrendi ve türünü yaşadığı bütün o tehlikelere rağmen bugünlere getirdi. Geçirdiği bu evrim sürecinde güvende yaşamak en önemli önceliklerinden biri oldu. Düşündü ki güvenliğini arttırdıkça tehlikeler de, korkuları da daha azalacak, daha az korkacak dünyadan, yaşamından, kısaca her şeyden. Ama hiç de öyle olmadı, tersine güvenliği arttıkça korkuları da artmaya başladı. En acısı da eskiden doğadan gelecek tehditlerden korkarken bugün en çok kendinden korkar oldu.
Hayattaki en korkunç şey nedir?
En korkunç şey nedir biliyor musunuz?
İnsanın kendi içine baktığında hiçbir şey görememesi. Rahatsız edici bir iç boşluğu hissetmek ve bununla yaşamak. Aslında hem varsın ama bir taraftan da var olmadığını fark ediyorsun çünkü içinde hiçbir şey yok. Aynaya bakıp da kendini görememek gibi bir şey.
Bir insan beyninin ne kadar geliştiğini nasıl anlarsınız?
Bir insanın beyninin ne kadar geliştiğini günlük konuşmalarında ve yazdıklarında kullandığı klişe ifadelerden anlayabilirsiniz. Konuşurken ve yazarken, herkesin dilindeki bilindik, basmakalıp ifadeleri ne kadar fazla kullanıyorsa düşünmek için beynine o kadar az ihtiyaç duyuyordur.
Ne çok günah işlenmiş bu şehirde…
Almancada “Bausünde” diye bir sözcük var. İnşa veya yapım günahı demek. Bir yere uymayan, çirkin, uygunsuz bina veya yapı için kullanılıyor.
Ne çok günah işlenmiş bu şehirde…
Tarihi öğrenmenin en iyi yolu mimaridir
Aldous Huxley, Cesur Yeni Dünya kitabında; “Tarihi öğrenmenin en iyi yolu mimaridir. Tarihi kitaplardan çok mimari eserlerden öğrenebiliriz. Kitaplar çarpıtabilir tarihi ama mimari eserler bunu yapamaz” der. Savaşlarda, terör saldırılarında o toplumun geçmişle bağını koparmak için tarihi eserlere bu kadar yoğun saldırı yapılmasının ardında bu gerçeğin yattığını düşünüyorum. Mimari eserleri yok ettikten sonra tarihi yazılı olarak çarpıtmak çok daha kolay çünkü.
Neden mutluluğun “derininden” bahsedemeyiz de acınınkinden bahsedebiliriz?
Çünkü acı varoluşsal bir olgudur, mutluluk ise bizim icat ettiğimiz bir şey.
Sert ahlak anlayışı üzerine…
Sert ahlak anlayışının her zaman için insanın benliğini oluşturmasına engel olduğunu düşünürüm. Bu anlayışın hakim olduğu toplumlarda özgür ruhlu insanların pek fazla değildir. Bu anlayış modeli, fırsatını bulduğunda bir çok yanlışı yapabilecek insanların ortaya çıkmasına da yardımcı olmuştur.
Balkon özgürlüğe açılan penceredir
Dikkat ediyor musunuz yeni binalara balkon yapmıyorlar artık. Neden derseniz, günümüzün insanları için çok da önemli değil çünkü özgürlük. Yeter ki, o kapalı hapisanelerinin alanı büyük olsun.
İnanmak istediği şeye inanamayan insanın dramı
İnsan inanmak istediği şeye inanamadığında nasıl da zorlar kendini ve o zorlama nasıl da yorar onu.