Sürekli problem çözmek üzerinden aldığımız mühendislik eğitiminin bizlerin analiz yeteneğini fazlası ile geliştirdiğini görüyorum. Bir konuya derinleştiğimizde bir şekilde mevcut datalar üzerinden çözüm üretebiliyoruz. Sorun elimizdeki veriler eksik olduğunda başlıyor. O zaman farklı noktaların, düşüncelerin birbirleri ile bağlantılarını bulup onları ilişkilendirmek gerekiyor. Yani tezlerden, antitezlerden sentezlere ulaşabilmek.
İlkokuldan bu yana bize verilen eğitimin matematik tarafı kadar felsefe yönü kuvvetli olmadığı için sentez yeteneğimizi analiz yeteniğimiz kadar geliştiremiyoruz.
Firmaların çalışan seçimlerinde analiz yeteneği kadar sentezleme becerisine de ağırlık vermeleri gerektiğini düşünüyorum. Aksi takdirde problemleri neden çözdüklerini bilmeden çalışan bir sürü birbirine benzeyen çalışanları olacak.