3 saatte sonuçlandırabileceğimiz bir iş için neden 8 saatimizi işyerlerinde geçirmek zorunda kalıyoruz?

David Cain’in raptitude.com için yazdığı “Your Lifestyle Has Already Been Designed” başlıklı makalesinde bu sorunun yanıtını bulabilirsiniz. Makale Sinan Doğan tarafından Gaia Dergi için Türkçeye çevrilmiş.
8 saatlik iş günü, 19. yüzyılda Sanayi Devrimi sırasında Britanya’da ortaya çıktı. Sebebi, günde 14-16 saat çalıştırılan işçilere rahat bir nefes aldırmaktı. Teknolojiler ve yöntemler karmaşıklaştıkça, tüm sektörlerdeki işçiler daha kısa zamanlarda daha çok değer üretebilmeye başladı. Bunun daha kısa işgünlerine yol açtığını düşünebilirsiniz.
Ancak sekiz saatin büyük şirketler için çok kârlı olmasının sebebi sekiz saatte yapılan iş miktarı değil (ortalama bir ofis çalışanı üç saatten az bir zamanda yapabileceği işler için sekiz saat çalışıyor), satın almaktan mutluluk duyan kitleler yaratması. Boş zamanı kısa tutmak, insanların konfor, haz ve diğer rahatlamalar için daha fazla ödemesi demek. Bu insanların TV ve reklamlarını izlemeye devam etmelerini garanti ediyor. İş dışındaki azimlerini kaybetmelerini sağlıyor.
Bizleri yorgun, keyif almaya aç, konfor ve eğlence için para vermeye istekli ve en önemlisi sahip olmadığımız şeyleri istemeye devam edecek kadar hayatımızdan memnuniyetsiz kılan bir kültürün içine itiliyoruz. Bir sürü şey satın alıyoruz, çünkü daima bir şeyler eksik gibi geliyor.
Neşelenmek için, kendimizi ödüllendirmek için, kutlamak için, sorunlarımızı çözmek için, konumumuzu yükseltmek için ve can sıkıntısından kurtulmak için harcıyoruz.
Parkison Yasası’nı duymuş olabilirsiniz. Bu teori, sıkça zaman yönetimine referans verilerek kullanılır: Bir işi halletmek için ne kadar zaman verilirse, o işi yapmak o kadar sürer. Eğer sadece yirmi dakikanız varsa yirmi dakikada yapabildiklerinizi görmek inanılmazdır. Ama bütün akşamı harcayabiliyorsanız, büyük ihtimalle o iş uzun sürecektir.
Çoğumuz paraya da aynı şekilde yaklaşıyor. Ne kadar fazla kazanırsak o kadar fazla harcıyoruz. Kazanmaya başladıkça birden bire daha çok harcamamız gerekmiyor; harcalayabiliyorsak harcıyoruz. Aslında gelirimiz her arttığında yaşam standartlarımızı (ya da en azından harcamalarımızı arttırmaktan) yükseltmekten kaçınmamız biraz zor.
Yazının tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
http://www.yolvemacera.com/yasam-tarziniz-onceden-tasarlanmisti/

1 thought on “3 saatte sonuçlandırabileceğimiz bir iş için neden 8 saatimizi işyerlerinde geçirmek zorunda kalıyoruz?

  1. Merhaba. Bizler, yani inşaat sektöründe ve şantiyede çalışanlar bu süreden de fazla çalışmayı marifet bellemiş bir grubuz. İflah olmaz şekilde ortalama günde. 10 saat çalışarak gerçekte 4 saatte üretilecek bir iş yapıyoruz. Ancak, direkt işgücü yani bilek gücü çalışanlarını kontrol eden ve işin aksamadan gitmesini sağlayan(!) sahacı personele bağlı olan ofis ekibi de paralel olarak aynı süre mesai yapmak zorunda kalıyor. Verimsizlik, kalifiye işçi bulmadakü zorluklara yanlış planlamadan kaynaklanan iş programlarına yetişme telaşı bu kısır döngüye neden olan en büyük faktörler. Kısaca çalıştığımız sektörde batıdaki günlük veya haftalık çalışma saatlerini yakalamak hayal gibi birşey. Bilmem katılan olur mu yazdıklarııma?
    Bülent Güney

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s