Henry Miller (1946) düşman üzerine şunları yazmıştı: “Evet, kimdir düşman? Korkunç bir canavardır mutlaka, yoksa onun yüzünden savaş alanlarına çıkmazdık.” Düşmanlara, kendilik nefretimizin hedef taşı olarak ihtiyaç duyarız. Anne babalarımızın bizde aşağıladıkları veya reddettikleri şeyler için cezalandırmak üzere düşmanlar ararız.
Düşmanlar bizi kendi yaralanmışlığımızı görmekten uzak tutarlar. İnsan başkalarını cezalandırabildiği, aşağılayabildiği, hatta yok edebildiği sürece kendi kendisiyle yüzleşmek zorunda kalmaz. Zaten yüzleştiği an kendi kurban durumunda oluşuyla göz göze gelecektir. İnsan kendi çaresizliğini algılamak istemiyorsa veya buna izin verilmiyorsa, bu yüzden çaresiz durumda olan bir başkasını cezalandırıyor. Düşmanlar bizim çaresizliğimizin yerini alırlar. Kendimizi güçlü, katı, hatta şiddet eğilimli göstererek kendi yüzümüzü, kendi zayıflığımızı ve çaresizliğimizi diğerlerinden olduğu gibi kendimizden de saklarız.