İstanbul tarihi bir şehir, şehir Cumhuriyet öncesinde de sonrasında da planlanırken bu denli yoğunlaşacağı kabul edilmemiş. Bu nedenle bir kentsel dönüşüme ihtiyacı var ancak şehir bu şekilde büyümeye göre planlanmadığı için bu dönüşüm ne şekilde yapılırsa yapılsın tam istendiği gibi çağdaş bir şehircilik mantığı ile gelişmesi çok zor.
Büyük kentlerdeki kentsel dönüşüm ağırlıkla TOKİ kanalı ile oluyor ve TOKİ’nin tek tip estetikten uzak yapıları kent dokusu ve kimliği ile uyuşmadığı için ortaya çıkan sonuçlar çok iç acıcı olmuyor.
Kendi binalarını kendi imkanları ile yapanlar da cevresel uyumu, mahalle dokusunu dikkate almıyorlar.
Bu arada araya rantsal kaygılar da girince işler daha da zorlaşıyor. Kentin tüm paylaşımcıları kendi ölçeğinde bir rant almaya çalışıyor. Ortaya ya restorasyon şehirleri ya da eskisinden kopuk imar şehirleri çıkıyor.
Gayrimenkul sektörü ekonomiyi yönetiyor oysa ekonominin gayrimenkul sektörünü yönetmesi gerekiyor.