St. Petersburg – Moskova Demiryolu ve ilginç hikayesi

Ucu sonsuzluğa giden demiryollarını severim. İki paralel doğru hiçbir şekide kesişmez tezini çürütür, uzak bir noktada birleşen iki demiryolu. Perspektifin, ışığın matematiğe karşı bir zaferidir sanki paralel rayların bir yerde buluşabileceği algısı. 

St. Petersburg’da otobüsün içinden bir hemzemin geçitte fotoğrafını çektiğim bu demiryolu sonsuzluğa kadar gitmiyor, Moskova’da sona eriyor. Sonsuzluğa gitmese de ilginç bir hikayesi var bu rayların. Büyük Petro 17. yy.da bataklığın üzerine St. Petersburg’u kurduktan sonra emrediyor. “Şu baş parmağımı görüyor musunuz, bu parmağım gibi düz bir yolla birleştireceksiniz Moskova ile St. Petersburg’u.” Petro’nun emrettiği gibi dümdüz bir yol ile birleşiyor Moskova ile St. Petersburg. Tahmin ediyorum, bu demiryolu da o yola paralel olarak, daha önce oluşan rotada inşa ediliyor. Yine muhtemeldir ki, benim gibi birçok insan da uçsuz bucaksız düzlükteki bu sonsuzluğa doğru giden demiryoluna bakıp bir tren yolculuğunun o tatlı, yumuşak hayalini kuruyor…

6 thoughts on “St. Petersburg – Moskova Demiryolu ve ilginç hikayesi

Yorum bırakın